Washington'daki o ikonik beyaz bina, dün akşam saatlerinde alışılmadık bir diplomatik hareketliliğe sahne oldu. Kapılarını Ortadoğu'nun iki önemli aktörüne açan Beyaz Saray, adeta bölgenin kaderini etkileyebilecek kritik bir buluşmaya ev sahipliği yaptı.
İsrail'in Ulusal Güvenlik Danışılı Yariv Levin ile Suudi Arabistan'ın Washington Büyükelçisi Prenses Reema bint Bandar'ın aynı masada buluşması zaten başlı başına dikkat çekiciydi. Ancak asıl önemli olan, bu görüşmenin odak noktasının Gazze olmasıydı.
Zirveden Çarpıcı Detaylar
Kaynaklara göre, görüşmede İsrail tarafı Gazze'deki insani durumun iyileştirilmesi için somut adımlar atılması gerektiğini vurguladı. Levin'in özellikle insani yardım koridorlarının genişletilmesi konusunda istekli olduğu belirtiliyor - ki bu, beklenmedik bir açılım olarak yorumlanıyor.
Suudi Arabistan tarafı ise kalıcı bir çözüm için İsrail'in Gazze'deki askeri varlığının sona ermesi gerektiğini ısrarla dile getirmiş. Prenses Reema'nın bu konudaki tutumunun oldukça net olduğu söyleniyor.
ABD'nin Arabulucu Rolü
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan'ın kolaylaştırıcılığındaki görüşme, aslında Washington'un bölgedeki diplomatik çabalarının ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gösterdi. Sullivan'ın her iki tarafı da dinlerken gösterdiği dikkat ve sabır, Amerikan diplomasisinin incelikli yanını yansıtıyordu.
Görüşme sonrası yapılan açıklamalarda tarafların 'yararlı ve yapıcı' diye nitelendirdiği temasların devam edeceği sinyali verildi. Bu, belki de en önemli gelişmeydi.
Bölgesel Yansımalar
Ortadoğu'nun kangren haline gelmiş bu sorununa çözüm arayışları elbette kolay değil. Ancak İsrail ve Suudi Arabistan gibi iki önemli ülkenin doğrudan diyalog kurması, bölge barışı için umut verici bir adım olarak görülüyor.
Uluslararası gözlemciler, bu tür temasların süreklilik kazanması halinde Gazze'deki insani krizin hafifletilmesi yolunda önemli mesafeler alınabileceği görüşünde. Tabii ki, iyi niyet ve kararlılık şartıyla...
