Washington'dan gelen son dakika haberlere göre, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken adeta telefonunun kablolarını eritiyor. Evet, yanlış duymadınız - küresel diplomasinin bu denli hareketlendiği anlar her gün görülmüyor.
Blinken'in son 24 saat içerisinde dünyanın dört bir yanındaki meslektaşlarıyla gerçekleştirdiği görüşmeler, adeta bir diplomatik fırtınaya işaret ediyor. Kimler mi var bu görüşmelerde? İsrail Başbakanı ve Dışişleri Bakanı ile yapılan görüşmeler öncelikli sırada yer alıyor.
Kritik Görüşmeler ve Beklenen Sonuçlar
Aslında olan biteni anlamak için şu basit gerçeği kavramak gerekiyor: Blinken sadece rutin diplomatik temaslarda bulunmuyor. Tam tersine, her bir telefon görüşmesi özenle seçilmiş ve zamanlaması titizlikle ayarlanmış adımlardan oluşuyor.
Ortadoğu'daki gerilim - ki bu konuda herkesin fikir birliği içinde olduğunu söyleyebilirim - Blinken'in gündeminin en tepesinde yer alıyor. Bölgedeki istikrar arayışı, Amerikan dış politikasının son dönemdeki en önemli önceliklerinden biri haline gelmiş durumda.
Peki neden şimdi? Neden bu kadar yoğun bir diplomatik trafik? Cevap aslında oldukça basit: Zamanlama her şeydir diplomaside. Ve Blinken tam da bu prensiple hareket ediyor.
Diplomasinin Görünmeyen Yüzü
Şunu itiraf etmeliyim ki, dış politika uzmanları olarak bazen en küçük ayrıntıların bile ne kadar büyük anlamlar taşıyabildiğini görünce şaşırıyorum. Blinken'in görüşme listesi - ki bu listenin tamamını henüz bilmiyoruz - aslında Washington'un önümüzdeki dönemde izleyeceği dış politika stratejisinin ipuçlarını veriyor.
İsrail ile yapılan görüşmeler... Evet, bunlar sıradan diplomatik temasların çok ötesinde. Bölgesel güvenlik, enerji koridorları ve - kim bilir - belki de yeni iş birliği fırsatları... Tüm bu konular masada.
Diplomatik çevrelerde dolaşan söylentilere göre, Blinken'in bu yoğun tempo içindeki performansı oldukça dikkat çekici. Telefon görüşmeleri bittiğinde bile aslında hiç bitmiyor - hazırlıklar, brifingler, danışmalar... Sonsuz bir döngü.
Peki Ya Sonra?
Bu kadar yoğun bir diplomasi trafiğinin ardından ne olacak? Aslında bu sorunun cevabını hepimiz merak ediyoruz. Blinken'in ofisinden yapılan açıklamalar - ki bunlar genellikle standart diplomatik dil kullanıyor - her zaman buzdağının sadece görünen kısmını yansıtıyor.
Ancak şunu söyleyebilirim: Eğer diplomasi bir satranç oyunuysa, Blinken şu anda hem açılış hamlelerini yapıyor hem de orta oyun stratejisini planlıyor. Ve belki de en önemlisi, rakibin hamlelerini tahmin etmeye çalışıyor.
Önümüzdeki günlerde bu diplomatik temasların meyvelerini görmeye başlayacağız. Ya da göremeyeceğiz - çünkü diplomasinin en başarılı sonuçları genellikle kameralardan uzakta, sessiz sedasız gerçekleşir.
Son bir not: Blinken'in bu tempoya ne kadar dayanabileceğini merak ediyorum doğrusu. Diplomasi yorucu bir iş - hem zihnen hem de bedenen. Ama görünüşe göre o, bu tempodan oldukça keyif alıyor.