Moskova'nın o meşhur soğuğuna inat, içeriye sıcacık bir müzik seli yayıldı adeta. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Rusya'nın başkentinde öyle bir performans sergiledi ki, seyirciler dakikalarca ayakta alkışladı - kimilerinin gözlerinde o anlık parlayan duygu damlacıklarını görmemek mümkün değildi doğrusu.
Çaykovski Konser Salonu'ndaki bu özel gece, sıradan bir klasik müzik etkinliğinden çok daha fazlasıydı aslında. Sanki notalar, iki ülke arasında görünmez bir köprü kurmuştu. Orkestra Şefi Cemi'i derin Derviş'in o keskin batonu altında, her bir enstrüman kendi hikayesini anlatırcasına çalıyordu.
Türk Bestecilerin Eserleriyle Taçlanan Bir Gece
Programda neler yoktu ki! Ahmed Adnan Saygun'un muazzam 'Yunus Emre Oratoryosu'ndan bölümler, sanki zamanın ruhunu yakalamışçasına salonda yankılandı. Sonra Cengiz Tanç'ın eserleri... Dinleyiciler arasında, bu kadar güçlü bir Türk bestesini ilk kez duyduğunu fısıldayanlar bile vardı.
Rus bestecilerden Çaykovski ve Rahmaninov'un seçilmiş parçaları ise orkestranın teknik ustalığını tüm çıplaklığıyla ortaya koydu. Öyle ki, bazı pasajlarda Rus seyircilerin şaşkınlıkla birbirlerine baktıklarını fark ettim - bu kadar otantik bir yorum beklemiyorlardı herhalde.
Kültür Diplomasisinin Altın Sayfası
Konser sonrası backstage'de gördüğüm manzara ise gerçekten etkileyiciydi. Rus kültür çevrelerinden önemli isimler, orkestra üyelerini tebrik ederken kelimelerin yetmediği anlar yaşandı. 'Böyle bir müzikaliteyi beklemiyorduk' diyen bir Rus sanat eleştirmeninin yüzündeki samimi hayranlık, her şeyi anlatıyordu aslında.
Bu konserin sadece bir müzik etkinliği olmadığını düşünüyorum ben. İnsanların kalbine ulaşmanın en saf yolu belki de budur - siyasi söylemlerden uzak, evrensel bir dil olan müziğin gücüyle.
CSO'nun bu Moskova çıkarması, kültür diplomasisi denilen o narin ama bir o kadar güçlü kavramın nasıl hayata geçirilebileceğine dair adeta bir masterclass'tı. Ve eminim ki, Çaykovski Konser Salonu'nda o akşam çalınan her nota, iki ülke arasında yeni bir iletişim kanalı açtı - kim bilir, belki de gelecekteki nice kültürel işbirliklerinin temeli atıldı o gece.