Erdoğan'dan Dünya Liderlerine Çarpıcı Çağrı: Filistin'i Tanıyın, İşgale Son Verin!
Erdoğan: İşgale Karşı En Güçlü Cevap Filistin'i Tanımak

New York'taki BM Genel Kurulu kürsüsünde adeta tarih yazılıyordu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sesi salonda yankılanırken, uluslararası diplomasinin seyrini değiştirebilecek bir çağrı yapıyordu. "Artık bu işgale dur demenin zamanı geldi" diyordu, kelimeleri her hecede giderek güçlenerek.

Dünya liderlerine seslenirken, adeta bir insanlık sınavından bahsediyordu. Filistin meselesinin sadece siyasi bir mesele olmadığını, ahlaki bir sorumluluk olduğunu vurguluyordu. "İsrail'in işgal politikalarına karşı en güçlü cevap nedir biliyor musunuz?" diye sordu, sonra da cevabı kendisi verdi: "Filistin'i tanımak."

Küresel Adalet Arayışı

Erdoğan'ın konuşması sadece bir siyasi metin değil, adeta bir insanlık manifestosuydu. Uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırırken, "Bu sessiz kalma lüksümüz yok" diye ekliyordu. Filistin halkının çektiği acıların artık son bulması gerektiğini, bunun için somut adımlar atılmasının şart olduğunu anlatıyordu.

Aslında olan biten çok basit: bir halkın varlığının tanınması meselesi. Erdoğan'ın dediği gibi, "Tanımak, meşruiyetin kapısını aralar." İşte tam da bu yüzden dünya devletlerinin bu adımı atması gerekiyor.

Diplomasinin Yeni Rotası

Konuşmada dikkat çeken bir diğer nokta, Türkiye'nin bölgedeki aktif rolüydü. Erdoğan, Türkiye'nin Filistin davasına verdiği desteğin arkasında duracağını bir kez daha teyit etti. "Biz haklı davaların yanında olmaya devam edeceğiz" derken, sesindeki kararlılık dinleyenlerde derin bir etki bıraktı.

Peki ya sonra? Dünya liderleri bu çağrıya kulak verecek mi? Erdoğan'ın deyimiyle, "Tarih bizi yargılayacak" - ve bu yargılamadan kimse kaçamayacak. Filistin'in tanınması, sadece siyasi bir hamle değil, insanlığın ortak vicdanının bir tezahürü olacak.