Tam da dünyanın gözünün Gazze'de olduğu bu kritik dönemde, Türkiye yine sahne alıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bölgedeki insani dramı durdurmak için adeta bir zaman yarışına girdi.
Yarın... Evet, yarın Mısır'a doğru yola çıkıyor. Bu ziyaret sıradan bir diplomatik temas değil, tam anlamıyla tarihi bir sorumluluk taşıyor. İnsanlığın vicdanı olma görevini üstlenmiş durumda Türkiye.
Kritik Zirve Kapıda
Mısır'da gerçekleşecek olan Gazze zirvesi, bölgenin kaderini değiştirebilecek potansiyele sahip. Erdoğan'ın masaya getireceği tecrübe ve vizyon, belki de bu kısır döngüyü kıracak anahtar olabilir. Kim bilir?
Şu an için resmi açıklamalara bakılırsa, zirvede ele alınacak başlıca konular şunlar:
- İnsani yardım koridorlarının genişletilmesi
- Sivillerin korunması için acil önlemler
- Bölgesel istikrarın sağlanması
- Kalıcı barış için yol haritası
Aslında mesele sadece siyasi değil, ahlaki bir sınavla karşı karşıyayız. Gazze'de yaşananlar insanlık onurunu derinden yaralıyor.
Türkiye'nin Aktif Rolü
Türkiye, bu krizde sadece seyirci kalmak istemiyor - ki zaten hiç öyle olmadı. Erdoğan'ın bu hamlesi, Ankara'nın bölgede oynadığı denge politikasının da bir göstergesi aslında. Zor bir denge bu, kimse kolay olduğunu söyleyemez.
Diplomasi arenasında bazen tek bir doğru hamle, onlarca askeri operasyondan daha etkili olabiliyor. Türkiye bunun farkında ve bu farkındalıkla hareket ediyor.
Mısır ziyareti sadece iki ülke ilişkileri açısından değil, tüm bölge için önem taşıyor. Kahire ile Ankara arasındaki bu yakınlaşma, belki de yeni bir dönemin habercisi olacak. Bekleyip göreceğiz.
Sonuçta, Gazze'deki masum insanlar için her dakika çok değerli. Erdoğan'ın bu girişimi, onlara umut olabilir mi? Cevabını zaman gösterecek ama denemeye değer olduğu kesin.