Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kudüs Rum Ortodoks Patriği'ne Anlamlı Kabul | Diplomatik Görüşme Detayları
Erdoğan Kudüs Rum Ortodoks Patriği'ni Kabul Etti

Ankara'da bugün gerçekleşen ve diplomasi dünyasının dikkatle takip ettiği bir buluşmaya sahne oldu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi. Recep Tayyip Erdoğan, Ortodoks dünyasının en önemli isimlerinden biri olan Kudüs Rum Ortodoks Patriği III. Theophilos Giannopoulos'u ağırladı.

Görüşme, aslında sıradan bir nezaket ziyaretinin çok ötesine geçti desem yanlış olmaz. Zira masada, Ortadoğu'nun kanayan yarası Filistin meselesi vardı. Taraflar, Kudüs'ün eşsiz statüsünün korunması konusunda hemfikir göründüler - ki bu oldukça kayda değer bir nokta.

Bölgesel Barışa Vurgu

Erdoğan'ın şu sözleri adeta yankılandı odada: "Kudüs, üç semavi din için de büyük önem taşıyor. Bu kutsal şehrin statüsünün korunması hepimizin ortak meselesi." Haklıydı da. Bölgedeki tansiyon düşünüldüğünde, bu tür diyalogların ne kadar hayati olduğunu anlamamak elde değil.

Patrik Theophilos ise Türkiye'nin bölgedeki rolüne dikkat çekti. "Türkiye, Ortadoğu'da barış ve istikrar için kilit bir aktör" dedi, samimiyeti yüzünden okunuyordu. İnanın, diplomatik protokollerin soğukluğundan uzak, içten bir sohbetti bu.

Gündemde Neler Vardı?

  • Filistin-İsrail çatışması ve insani durum
  • Kudüs'teki dini mirasın korunması
  • Bölgesel diplomatik gelişmeler
  • Ortodoks cemaatinin sorunları

Görüşmenin belki de en can alıcı noktası, Erdoğan'ın "Filistinlilerin kendi devletlerine kavuşması" vurgusuydu. Bu konuda Türkiye'nin tavrı net: İki devletli çözüm ve kalıcı barış.

Patrik Theophilos ise Türkiye'nin desteğine vurgu yaptı. "Kudüs'teki varlığımızın sürdürülmesi için uluslararası toplumun desteği şart" diye ekledi. Oldukça haklı bir talep, kabul edersiniz.

Şunu söylemeden geçemeyeceğim: Bu tür buluşmalar, uluslararası ilişkilerin soğuk yüzüne insani bir dokunuş getiriyor. İki liderin samimi diyaloğu, aslında dinler arası diyaloğun da ne kadar mümkün olduğunu gösteriyor bize.

Görüşme sonrasında ne mi oldu? Klasik diplomatik teamüller devreye girdi elbette. Karşılıklı hediyeler verildi, hatıra fotoğrafları çekildi. Ama arka planda çok daha derin bir mesaj vardı: Diyalog her kapıyı açar.