Uluslararası diplomasi sahnesinde yine hareketli günler yaşanıyor. Öyle ki, Mısır'da gerçekleşecek olan Gazze zirvesi, bölgenin kaderini etkileyecek kritik bir buluşmaya ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla daha da anlam kazanan bu zirve, aslında Mısırlı mevkidaşı Sisi ve eski ABD Başkanı Donald Trump'ın özel davetiyle hayat buldu. Trump'ın yeniden sahne alması ise -kimilerine göre- Amerikan dış politikasında yeni bir dönemin habercisi.
Zirvenin Gölgesinde Neler Var?
Mısır'ın ev sahipliğinde 12 Ekim 2025'te start alacak bu önemli buluşma, Gazze meselesine kalıcı çözüm arayışlarını masaya yatıracak. Bölgedeki gerilimin tırmanışa geçtiği şu günlerde, bu zirve adeta bir umut ışığı olarak görülüyor.
Türkiye'nin bölge diplomasisindeki ağırlığını bir kez daha hissettireceği bu zirvede, Erdoğan'ın gündeme getireceği maddeler merakla bekleniyor. Özellikle insani yardım koridorlarının genişletilmesi ve sürdürülebilir barışın tesisi konularında Türkiye'nin tecrübelerini paylaşması bekleniyor.
Davetler ve Diplomatik Hamleler
Şunu itiraf etmek gerek ki, Sisi-Trump ikilisinin bu ortak daveti, uluslararası ilişkilerde nadir görülen bir tablo çiziyor. Trump'ın bölge politikalarına dönüşü, Washington'daki rüzgarların yönünü de gösterir nitelikte.
Mısır'daki bu kritik buluşma, Türk dış politikasının bölgedeki etkin rolünü bir kez daha teyit edecek gibi görünüyor. Zira Erdoğan'ın katılımı, Türkiye'nin Ortadoğu'daki vazgeçilmez konumunu perçinliyor.
Peki ya sonuç? Bu zirveden çıkacak somut adımlar, Gazze'deki sıradan insanların hayatını nasıl etkileyecek? Asıl mesele bu sorunun cevabında yatıyor.
Diplomatik koridorlarda fısıltılar dolaşıyor: Türkiye'nin insani diplomasi alanındaki birikimi, bu zirvede en önemli kozu olacak. Bölge halklarına ulaşmadaki başarısı, Erdoğan'ı müzakere masasında daha güçlü bir konuma taşıyabilir.
Son tahlilde, Mısır'daki bu buluşma sadece bir zirveden ibaret değil. Bölge barışı için atılmış önemli bir adım, belki de yeni bir başlangıç...