New York'un o meşhur gökdelenlerinden birinde, dünya siyasetinin seyrini değiştirebilecek bir buluşma gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski ABD Başkanı Donald Trump'la bir araya geldi ve -dostane bir havada geçen bu görüşme- uluslararası arenada tam anlamıyla şimşekleri üzerine çekti.
Aslında bu buluşma, siyaset meraklıları için hiç de sürpriz sayılmazdı. Zira iki isim arasındaki diyalog, Trump'ın Beyaz Saray'daki döneminde de oldukça dikkat çekiciydi. Fakat şimdi, tam da ABD'de seçim rüzgarlarının kızıştığı bir dönemde, bu görüşme çok daha farklı anlamlar taşıyor.
Dostane Havada Geçen Görüşme
Görüşme, her iki tarafın da samimi ve sıcak bir diyalog kurduğunu gösteriyordu. Hani şu 'resmiyetten uzak' denilen türden... Trump Tower'da gerçekleşen buluşmada, iki liderin vücut dilleri bile aslında çok şey anlatıyordu. Kim bilir, belki de bu samimiyet gelecekteki ilişkilere yansıyacak.
Görüşmede -şaşırtıcı olmayan bir şekilde- bölgesel ve küresel meseleler masaya yatırıldı. Ortadoğu'daki gelişmeler, Ukrayna-Rusya savaşı, terörle mücadele... Tüm bu konular, iki liderin gündemindeki öncelikli başlıklardı. Tabii ikili ticari ilişkiler de unutulmadı.
Stratejik Ortaklık ve Gelecek Vizyonu
Türkiye ile ABD arasındaki stratejik ortaklık, her iki tarafın da vurguladığı temel noktalardan biriydi. Zaten bu ilişki -dostane tartışmalar bir yana- her daim önemini korumuştur. Fakat şu anki küresel konjonktürde, bu işbirliğinin değeri katbekat artıyor.
Trump'ın 'kazan-kazan' prensibi üzerine kurulu yaklaşımı ile Erdoğan'ın 'dengeli diplomasi' anlayışı, aslında beklenmedik şekilde uyum sağlıyor. Belki de bu yüzden görüşme, planlanandan daha uzun sürdü.
Peki ya sonrası? Bu buluşmanın yankıları hem Ankara'da hem Washington'da nasıl karşılanacak? Aslında cevap basit: Dünya siyaseti, her zaman sürprizlere açık bir sahne. Ve bu görüşme, önümüzdeki dönemde yaşanacak gelişmelerin habercisi olabilir.
Son tahlilde, Erdoğan-Trump görüşmesi sadece iki liderin bir araya gelmesinden çok daha fazlasını ifade ediyor. Adeta küresel dengelerin yeniden şekillendiği bir dönemde, iki önemli aktörün gelecek vizyonunu yansıtıyor. Gerisini zaman gösterecek...