
Dünya siyaset sahnesinde adeta bir deprem etkisi yaratan o telefon görüşmesi, uluslararası ilişkiler dengelerini altüst etmeye yetti de arttı bile. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasındaki diplomatik diyalog, Yunanistan'da şok dalgalarına neden oldu.
Atina'daki koridorlarda şu an telaş had safhada. Kimse ne yapacağını bilemiyor, ellerindeki diplomatik kozların bir bir eridiğini görmenin verdiği o tuhaf hissiyatla baş başalar. Durum gerçekten de vahim.
Diplomatik Satrançta Kritik Hamle
Washington-Ankara hattında yaşanan bu yakınlaşma -ki kimse bunu beklemiyordu doğrusu- Yunanistan'ın uzun süredir oynadığı kartları bir anda geçersiz kılıverdi. Ege'nin diğer yakasında şimdi acil toplantılar, son dakika değerlendirmeleri yapılıyor. İşin garip tarafı, bu görüşmenin zamanlaması da mükemmeldi, adeta Yunan dış politikasının en savunmasız anında gerçekleşti.
Trump'ın Erdoğan'la bu denli sıcak bir diyalog kurması, Atina için tam anlamıyla kabus senaryosu oldu. Zaten ekonomik sıkıntılarla boğuşan Yunanistan, şimdi bir de diplomatik izolasyon riskiyle karşı karşıya. Eh, bu kadar darbe üst üste gelince insanın moralinin bozulması kaçınılmaz tabii.
Beklenmedik Sonuçlar
Ortadoğu'daki gelişmeleri yakından takip eden gözlemciler aslında bu yakınlaşmanın sinyallerini alıyordu ama kimse bu kadar hızlı ve etkili olacağını tahmin edememişti. Türkiye'nin bölgedeki artan etkisi ve stratejik önemi -her ne kadar bazı çevreler bunu kabul etmek istemese de- Washington'ın dikkatinden kaçmıyor anlaşılan.
Yunan medyası ise durumu nasıl yorumluyor derseniz, bazı gazeteler açıkça "diplomatik fiyasko" manşetlerini atıyor. Atina yönetiminin son dönemde izlediği politikaların iflas ettiğini yazmaktan çekinmiyorlar. Haksız da sayılmazlar hani.
Peki şimdi ne olacak? Yunanistan'ın önünde çok da seçenek yok gibi görünüyor. Ya diplomatik yaklaşımını kökten değiştirecek ya da bölgede giderek yalnızlaşacak. Zor bir tercih, kimse koltuğunda rahat oturamayacak anlaşılan.
Bu gelişmeler aslında şunu gösteriyor: Uluslararası ilişkilerde dostluklar ve ittifaklar sandığımızdan çok daha hızlı değişebiliyor. Bugün uzak görünen bir lider, yarın en kritik müttefik olabiliyor. Yunanistan'ın bu gerçeği acı bir şekilde öğrendiğini söylemek yanlış olmaz sanırım.