Ankara'dan kalkan uçağın iniş takımları Umman topraklarına değdiğinde, aslında çok daha derin bir diplomatik dansın da startı verilmiş oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Umman ziyareti -dışarıdan bakıldığında rutin görünse de- aslında bölge diplomasisinde yeni bir sayfa açıyor adeta.
Al Sarsak Sarayı'ndaki görüşme odasında gerçekleşen buluşmada iki liderin yüz ifadelerinden, aslında konuşulanların ne denli kritik olduğu anlaşılıyordu. Şöyle bir düşünün: Ortadoğu'nun bu en istikrarlı köşesiyle Türkiye'nin stratejik işbirliği, bölgedeki dengeleri yeniden şekillendirebilir mi?
Masada Neler Vardı?
Görüşmenin ilk dakikalarındaki samimi havayı görmeliydiniz. İki liderin tokalaşırken göz teması, sıradan bir protokol selamlaşmasından çok daha fazlasını anlatıyordu adeta. Ve sonra... Derinlere inen müzakereler başladı.
- Ekonomik işbirliği anlaşmaları masadaydı - ticaret hacmini katlama hedefiyle
- Savunma sanayii işbirlikleri konuşuldu, belki de gelecekte ortak projeler
- Enerji güvenliği meselesi - ki bu konu son dönemde herkesin dilinde
- Bölgesel gelişmeler ve ortak tehditlere karşı koordinasyon
Aslında bu görüşme sadece iki ülke arasında değil, tüm bölge için önemli sinyaller veriyor. Türkiye'nin Körfez'deki varlığını güçlendiren bu diplomasi hamlesi, kimilerine göre 'yumuşak güç' kullanımının en zarif örneklerinden biri.
Protokolün Ötesinde Bir Diyalog
Görüşme sonrası verilen bilgilere göre, Erdoğan ve Sultan Heysem bin Tarik sadece resmi agendayla yetinmemiş. İki liderin kişisel kimyaşlarının da oldukça iyi olduğu anlaşılıyor - ki diplomaside bu tür kişisel bağların ne denli önemli olduğunu hepimiz biliyoruz.
Şu an düşünüyorum da... Belki de en önemli kazanım, tarafların birbirlerinin perspektifini anlama çabasıydı. Ortadoğu'nun karmaşık siyasi labirentlerinde bu tür samimi diyaloglar, bazen en sıkı anlaşmalardan daha değerli olabiliyor.
Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısındaki mesajlar ise oldukça net: İki ülke arasındaki ilişkiler sadece stratejik değil, aynı zamanda samimi bir ortaklığa dönüşüyor. Ve bu -bana kalırsa- bölge barışı için son derece umut verici.
Peki ya sonra? Bu görüşmenin somut çıktıları ne olacak? Görünen o ki önümüzdeki aylarda ekonomi ve güvenlik alanlarında somut adımlar göreceğiz. Belki de bu ziyaret, iki ülke ilişkilerinde yeni bir 'altın çağın' başlangıcı olarak tarihe geçecek.
Son bir not: Diplomasi bazen gözden kaçan detaylarda saklıdır. İki liderin veda sırasındaki samimi gülümsemeleri, aslında tüm hikayeyi anlatmaya yetiyordu.