
Ankara’da bugünkü siyasi havayı tanımlamak gerekirse, kesinlikle yoğun ve hareketli derdim. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif’i resmi bir törenle karşıladı—adeta uzun zamandır görmediği bir dostunu kucaklarcasına sıcak bir buluşmaydı bu.
İki lider, baş başa ve heyetler arası görüşmelerde derinlemesine müzakereler yürüttü. Konuşulanlar arasında ekonomiden savunmaya, enerjiden kültürel alışverişe kadar geniş bir yelpaze vardı. Hani şöyle samimi, dostane ama bir o kadar da resmiyetin hakkını veren bir diyalog.
İki Ülkenin Yolu Stratejik Ortaklıkla Kesişiyor
Erdoğan, görüşme sonrası yaptığı açıklamada—belki de en dikkat çekici noktayı vurguladı—Türkiye ve Pakistan'ın ilişkilerinin sıradan bir diplomasinin çok ötesinde olduğunu söyledi. “Biz stratejik ortaklık seviyesine ulaşmış iki kardeş ülkeyiz” ifadesi, aslında her şeyi özetliyordu.
Şerif ise bu ziyaretin—özellikle—yeni dönemde ilişkileri daha ileri taşımak adına atılmış somut bir adım olduğunu belirtti. Pakistan-Türkiye Serbest Ticaret Anlaşması’nın güncellenmesi, ticaret hacminin artırılması ve yatırım fırsatlarının çeşitlendirilmesi gündemin öne çıkan başlıklarındandı.
Askeri ve Güvenlik İş Birliği: Kritik Bir Madde
Savunma sanayii iş birliği—özellikle son dönemde—iki ülke arasında giderek önem kazanan bir alan. Görüşmede, ortak projeler ve teknoloji transferi konularının ele alındığı—resmi açıklamalarda doğrulandı.
Ayrıca, bölgesel meseleler—Afganistan’daki gelişmeler, Keşmir sorunu ve uluslararası platformlarda karşılıklı destek—iki tarafın da altını çizdiği diğer önemli hususlardı.
Kısacası, Ankara’da bugün sadece protokol konuşmaları yapılmadı; aksine, iki ülkenin geleceğini şekillendirebilecek somut adımlar konuşuldu. İnsan “Acaba bir sonraki hamle ne olacak?” diye düşünmeden edemiyor.