İki lider, adeta bir satranç tahtasının iki ucu gibiydi. Çin'in göz alıcı başkentinde, uluslararası diplomasinin karmaşık koridorlarında buluştular. Heyecan hissediliyordu, gerçekten.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya'nın güçlü ismi Vladimir Putin. Görüşme, beklenenden de verimli geçti diyebiliriz. İkili, sadece iki ülke arasındaki ilişkileri değil, tüm bölgenin kaderini şekillendiren konuları da ele aldı.
Davet Var! Erdoğan'dan Anlamlı Çağrı
Şu kısım çok konuşulacak: Erdoğan, Putin'e samimi bir davette bulundu. "Sizleri yakın zamanda ülkemize bekliyoruz" ifadesi, odadaki herkesin kulak kesildiği o anlardan biriydi. Bu, sıradan bir nezaket cümlesinden çok daha fazlasıydı. Adeta, yeni bir işbirliği döneminin kapısını aralayan bir anahtardı.
Ve enerji? Evet, o her zaman olduğu gibi masanın en önemli konularından biriydi. Akkuyu Nükleer Güç Santrali... İki ülkenin en iddialı ortak projelerinden biri. Görüşmede bu devasa yatırımın durumu da gözden geçirildi. Tıkanan noktalar varsa eğer, onları açmanın yolları arandı.
Sadece İkili İlişkiler Değil: Küresel Meseleler
Suriye'nin bitmeyen gerilimi, Karabağ'da nispeten yeni sayılabilecek durum ve tabii ki Ukrayna'daki sıcak gelişmeler. Tüm bu dosyalar, iki liderin önünde duruyordu. Putin, bakış açısını aktardı. Erdoğan ise Türkiye'nin bölgesel denge politikasının inceliklerini vurguladı.
Uluslararası arenada kimse kolay kolay tahmin yürütemezken, bu tür yüz yüze görüşmelerin ne denli kıymetli olduğunu anlamamak elde değil. Soğuk rüzgarlar eserken diyalog köprülerini ayakta tutmak, işte asıl mesele bu.
Görüşmenin tam olarak nerede yapıldığına gelirsek... Çin. Evet, Doğu'nun kadim medeniyeti, bu önemli buluşmaya ev sahipliği yapmakla kalmadı, aynı zamanda küresel güç dengelerinin ne kadar kaydığının da bir göstergesi oldu. Yeni bir dünya kuruluyor ve Türkiye, bu dünyada kritik bir oyuncu olmayı sürdürüyor.
Peki, sırada ne var? Bekleyip göreceğiz. Fakat şurası açık: Diplomasinin en üst düzeydeki bu dansı, önümüzdeki günlerde çok daha fazla konuşulacak.
