Dünya liderleri Şanghay'da bir araya gelirken, Türkiye'nin sesi salonda yankılandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, adeta küresel bir vicdan sınavına girdi ve dünyanun gözleri önünde cereyan eden trajediye parmak bastı.
Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi'ndeki konuşmasında Erdoğan'ın tonu ciddiyetle doluydu. "Gazze'de yaşananlar insanlık onuruyla bağdaşmaz" diyerek başladığı konuşmasında, uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı.
Küresel Sessizlik Kırılmalı
Ortadoğu'da kanın durmak bilmediği şu günlerde, Erdoğan'ın sözleri adeta bir çığlık gibiydi. "Dünya bu zulme seyirci kalamaz" vurgusu, salondaki her delegede yankı buldu. Kimileri göz temasından kaçınırken, kimileri ise bu cesur çıkışı takdirle karşıladı.
Aslında olan biten çok basit: insanlık tarihinin gördüğü en acımasız ablukalardan biri. Ve dünyanın geri kalanı? Maalesef çoğunlukla sessiz.
Türkiye'nin Duruşu Net
Erdoğan'ın konuşmasındaki en dikkat çekici noktalardan biri, Türkiye'nin tutumunun netliği oldu. "Biz hiçbir zaman taraf olmadık, mazlumun yanında olduk" mesajı, diplomasinin incelikli dilinden sıyrılarak doğrudan gerçeği haykırıyordu.
Zirvedeki diğer liderlerin tepkileri ise oldukça ilginçti. Bazıları bu cesur çıkışı desteklerken, bazıları ise geleneksel diplomatik dilin dışına çıkan bu söylemler karşısında şaşkınlığını gizleyemedi.
Peki ya sonra? Erdoğan'ın bu çağrısı küresel bir etki yaratabilecek mi? Aslında cevap basit: eğer insanlık hala bir umut taşıyorsa, evet.
Uluslararası Topluma Sert Eleştiri
Konuşmanın belki de en çarpıcı bölümü, uluslararası kuruluşların ikiyüzlülüğüne yapılan vurguydu. "Aynı organizasyonlar başka coğrafyalarda hemen harekete geçerken, Filistin'de neden sessiz?" sorusu, salonda hissedilir bir gerginlik yarattı.
Erdoğan'ın sözleriyle: "Bu çifte standartlar artık son bulmalı. İnsan hayatı her yerde aynı değerde olmalı."
Gerçekten de dünya siyasetinin acımasız gerçekleri bunlar. Bazı hayatlar daha değerli, bazı coğrafyalar daha önemli görülüyor. Ta ki birisi çıkıp bu adaletsizliği yüzümüze vurana kadar.
Somut Adımlar ve Beklentiler
Peki sadece konuşmak yetmez elbette. Erdoğan somut öneriler de getirdi zirveye. Acil insani yardım koridorlarının açılması, sivil kayıpların durdurulması ve kalıcı bir çözüm için diplomatik kanalların harekete geçirilmesi...
Bunlar sadece Türkiye'nin değil, aslında tüm insanlığın beklentileri. Şanghay'daki bu çağrının karşılık bulup bulmayacağı ise hepimizin ortak sorusu.
Sonuç olarak, Erdoğan'ın Şanghay'daki konuşması sıradan bir diplomatik metnin çok ötesine geçti. İnsanlığın vicdanına seslenen, küresel bir uyanış çağrısına dönüştü. Şimdi sıra dünyanın geri kalanında...
