
New York'un tam kalbinde, o meşhur Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kürsüsünde tarihi bir an yaşandı adeta. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ses tonundaki o kararlı vurgu, salondaki herkesi etkisi altına aldı derken abartmıyorum.
"Dünya beş'ten büyüktür" - bu kısa ama anlam yüklü cümle, uluslararası diplomasi sahnesinde adeta bir manifesto gibi çınladı. Aslında hiç de yabancısı olmadığımız bu söz, bu kez farklı bir ağırlık taşıyordu sanki.
Küresel Adalet İçin Çarpıcı Çağrı
Erdoğan'ın konuşması sırasında şunu fark ettim: Dünya sistemindeki eşitsizliği o kadar net özetliyordu ki... Beş daimi üyenin tekeline karşı adeta bir başkaldırıydı bu. "Mademki dünya beşten büyük, o halde neden kararları sadece bu beşli alıyor?" diye soruyordu insan ister istemez.
BM'nin yapısındaki çarpıklığa parmak basarken, özellikle Filistin meselesindeki çifte standartları da eleştirmeyi ihmal etmedi. O an salonda hissettiğim şey; bir hayal kırıklığıyla umudun iç içe geçmiş haliydi.
Gazze'ye Yönelik Sert Eleştiriler
Konuşmanın en çarpıcı bölümlerinden biri de Gazze'yle ilgili kısımdı. İsrail'in agresif politikalarını eleştirirken, uluslararası toplumun sessizliğini de yerden yere vurdu. "Dünya bu zulme seyirci kalamaz" derken, sesindeki o titremeyi hala hatırlıyorum.
Ve şu cümle her şeyi özetliyordu aslında: "BM Filistin halkını yalnız bırakmamalı." Ne kadar tanıdık değil mi? Ama her seferinde yeni bir anlam katılıyor bu sözlere.
Türkiye'nin Küresel Vizyonu
Erdoğan'ın konuşması sadece eleştirilerle sınırlı kalmadı üstelik. Türkiye'nin bölgesel ve küresel barış için yaptığı çabaları da anlattı. Ukrayna'daki arabuluculuk girişimlerinden, Karadeniz tahıl koridoruna kadar birçok konuda somut adımlardan bahsetti.
Bir an düşündüm de - acaba diğer liderler bu kadar samimi durabiliyorlar mıydı kürsüde? Yoksa sadece diplomatik nezaket sınırları içinde mi konuşuyorlardı?
Sonuç olarak, New York'ta verilen bu mesaj sadece bir konuşmadan ibaret değildi. Adeta bir uyanış çağrısıydı. Dünya sisteminin yeniden şekillenmesi gerektiğine dair güçlü bir hatırlatma...
Peki ya sizce? Dünya gerçekten beşten büyük mü? Yoksa bu sadece güzel bir slogan mı? Cevabı hep birlikte göreceğiz elbet.