
Heyecanlı bir siyasi gelişme daha yaşandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, beklenmedik bir hamleyle Hollanda Başbakanı Mark Rutte'yi telefonla aradı. Görüşme, Ankara'daki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşti ve tam da uluslararası ilişkilerin hassas bir dönemecinde, iki ülke arasındaki diyaloğun ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı.
İki liderin sohbeti -şaşırtıcı olmayan bir şekilde- oldukça kapsamlıydı. İkili ilişkiler tabii ki masanın en önemli konusuydu. Erdoğan ve Rutte, bu ilişkileri daha da güçlendirmek için neler yapılabileceğini uzun uzun konuştular. Ticari ve ekonomik iş birliğinin artırılması fikri her iki tarafın da hemfikir olduğu bir noktaydı.
Gündemdeki Sıcak Konular
Görüşmede sadece ikili meseleler konuşulmadı, elbette. Bölgesel ve uluslararası gelişmeler de önemli bir yer tuttu. İsrail-Filistin meselesi, Ukrayna'daki savaş ve son dönemde iyice alevlenen küresel güvenlik endişeleri... Tüm bu konular, iki deneyimli liderin diplomasi üzerine düşüncelerini paylaştığı başlıklar oldu.
Erdoğan, Rutte'ye İsrail'in Gazze'de yürüttüğü operasyonların durdurulması gerektiği yönündeki görüşünü bir kez daha iletti. İnsani yardımların engelsiz bir şekilde bölgeye ulaştırılmasının hayati önem taşıdığını vurguladı. Bu, Türkiye'nin bölge politikasında hiç şaşmayan bir pusula aslında.
Terörle Mücadele Vurgusu
Görüşmede dikkat çeken bir diğer nokta ise terörle mücadele oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, PKK ve diğer terör örgütlerine karşı uluslararası iş birliğinin artırılması gerektiğinin altını çizdi. Bu iş birliği olmadan kalıcı bir barış ve istikrardan söz etmenin zor olduğunu ifade etti.
Hollanda Başbakanı Rutte ise Türkiye ile olan ilişkilerin geliştirilmesi konusunda olumlu mesajlar verdi. İki ülke arasındaki diyaloğun her alanda devam etmesi gerektiğini söyledi. Rutte'nin, Erdoğan'ın bölgesel konulardaki görüşlerine gösterdiği ilgi de kayda değerdi.
Kısacası, bu telefon görüşmesi, iki NATO müttefiki arasındaki ilişkilerin seyrini olumlu yönde etkileyebilecek bir potansiyele sahip. Diplomasinin soğuk rüzgarları içinde, sıcak bir diyalog fırsatı olarak değerlendirilebilir. Sonuçta, dünya siyaseti böyle küçük adımlarla ilerliyor.