Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kudüs Vurgusu: 'Fetih Ruhuyla Yolumuza Devam Ediyoruz'
Erdoğan'dan Kudüs Fethi Mesajı: Fetih Ruhu Yaşıyor

Tam da bugün, tarihin sayfalarında altın harflerle yazılı o müthiş anın yıldönümünde, Cumhurbabaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan hepimizin yüreğine dokunan bir açıklama geldi. İnsan düşünmeden edemiyor - zaman ne çabuk geçiyor, değil mi?

Erdoğan'ın sözleri öyle sıradan bir mesajın çok ötesindeydi. Adeta her kelimesiyle tarihin derinliklerinden gelen bir seslenişti bu. "Kudüs'ün fethi" diyordu, "sadece toprak kazanımı değil, inanç ve özgürlük mücadelesinin sembolüdür." Hakikaten de öyle.

Tarihin Akışını Değiştiren An

Şöyle bir durup düşünsenize... 1187'de Selahaddin Eyyubi'nin o destansı fethi. Kudüs'ü Haçlı işgalinden kurtarması. İşte o an, sadece bir şehrin değil, gönüllerin de fethiydi aslında. Erdoğan'ın da altını çizdiği gibi, bu ruh hâlâ yaşıyor.

Mescid-i Aksa - ilk kıblemiz. Onun özgürlüğü meselesi sadece Filistinlilerin değil, tüm Müslümanların ortak davası. Bu konuda hemfikiriz sanırım. Zaten Cumhurbaşkanı da tam olarak bu noktaya parmak basıyor.

Çağrı Tüm İslam Dünyasına

Mesajın belki de en çarpıcı yanı, İslam ülkelerine yapılan o açık çağrıydı. "Birlik olmalıyız" diyordu Erdoğan. Bölünmüşlüğün sadece düşmanların işine yaradığını vurguluyordu. Doğru söze ne denir ki?

Günümüzde Kudüs'te yaşananlar - işgal, zulüm, haksızlık... Tüm bunlar karşısında susmak mümkün mü? Erdoğan'ın da dediği gibi, Türkiye olarak her platformda Kudüs'ün sesi olmaya devam edecekler. Bu, bir tercihten öte bir sorumluluk aslında.

Kudüs dendi mi insanın içinde tarif edilmez bir heyecan oluşuyor. Belki de her taşında tarih yatan bu şehir, tüm semavi dinler için bu kadar kıymetli olduğu için böyle çekiyor insanı.

Geçmişten Günümüze Yolculuk

Osmanlı'nın o dört asırlık yönetimi - ah, o nasıl bir barış ve huzur dönemiymiş. Farklı inançlar bir arada, kavgasız gürültüsüz yaşamışlar. Keşke bugün de aynı atmosferi görebilsek.

Erdoğan'ın mesajında vurguladığı gibi, Kudüs'ün kimliğiyle oynanmaya çalışılıyor. Tarihi tahrif etmek, demografik yapıyı değiştirmek... Tüm bunlar aslında bir şehrin ruhunu katletmekten farksız.

Son bir not: Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin Kudüs konusundaki kararlı duruşunun devam edeceğinin altını çizdi. Bu, sadece bir söz değil - tarihi bir sorumluluğun gereği.