Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Tarihi Kudüs Mesajı: Fetih Ruhu Yeniden Canlanıyor!
Erdoğan'dan Kudüs'ün Fethi Mesajı: Tarihi Sözler

Tam da bugün, tarihin tozlu sayfalarında altın harflerle yazılı o müthiş anın yıldönümü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kudüs'ün fethine dair kaleme aldığı mesajla gündeme damgasını vurdu. Öyle sıradan bir açıklama değildi bu - içinde yürek atışları vardı, tarihin fısıltıları vardı.

"Bizim için Kudüs sadece bir şehir değil" diyor Erdoğan ve ekliyor: "O, İslam'ın ilk kıblesi, peygamberler diyarı, her karışı toprağı şehit kanlarıyla sulanmış mukaddes bir belde." Bu sözler öyle içten geliyor ki, insan ister istemez o kutlu toprakları hayal ediyor.

Tarihi Bağlar ve Sorumluluk Bilinci

Osmanlı'nın o görkemli mirasından bahsediyor Cumhurbaşkanı. Yavuz Sultan Selim'in fethiyle başlayan o uzun soluklu beraberlik - tam 401 yıl! Düşünsenize, dört asır boyunca o kutsal şehre hizmet etmişiz. Camiler, medreseler, çeşmeler... Her biri bir hatıra, her biri bir vefa borcu.

Şimdi ise farklı bir dönemden geçiyoruz. Erdoğan'ın da vurguladığı gibi, Kudüs bugün maalesef işgal altında. Filistinli kardeşlerimiz zulüm görüyor, Mescid-i Aksa'nın dokunulmazlığı hiçe sayılıyor. Bu durum karşısında sessiz kalmak mümkün mü?

Uluslararası Arenada Kudüs Mücadelesi

Türkiye olarak -inanın- elimizden geleni yapıyoruz. Diplomasi masalarında, uluslararası platformlarda, her fırsatta Kudüs'ün sesi olmaya çalışıyoruz. Erdoğan'ın mesajında bu kararlılık net şekilde görülüyor: "Kudüs'ün statüsünün korunması konusundaki kararlı duruşumuzu sürdüreceğiz."

Peki neden bu kadar önemli? Çünkü Kudüs sadece Müslümanların değil, aslında tüm insanlığın ortak mirası. Üç semavi din için de kutsal olan bu şehir, barışın ve birarada yaşamanın sembolü olmalı.

Gelecek Vizyonu ve Umut Vaat Eden Sözler

Cumhurbaşkanı mesajını şu sözlerle taçlandırıyor: "Kudüs'ün yeniden özgür, huzurlu ve müreffeh günlerine kavuşması temennisiyle..." Bu sadece bir temenni değil bence - bir vaat, bir hedef, bir hayalin ifadesi.

Öte yandan, Türkiye'nin bu konudaki çabaları takdir görüyor. Dünya genelindeki Müslümanların gözü kulağı bizde. Bu ağır sorumluluğun farkında olmak gerekiyor. Belki de en önemlisi, gençlere bu bilinci aşılamak.

Kudüs denince insanın içi burkuluyor doğrusu. O eski günleri düşünüyor insan - Osmanlı'nın huzur ve sükunet dönemlerini. Ama umutsuzluğa kapılmaya gerek yok. Erdoğan'ın da dediği gibi, inşallah o güzel günler geri gelecek.

Son söz olarak şunu söyleyebilirim: Kudüs bizim için bir test taşı. İnançlarımızın, tarih bilincimizin ve insanlık sorumluluğumuzun sınavı. Bu sınavdan alnımızın akıyla çıkmak zorundayız.