
New York'un kalbinde, o meşhur Times Meydanı'nda bugün gözler Türkiye'ye çevrildi. Dev ekranlarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki konuşması naklen yayınlandı - ki bu, diplomatik arenada alışılagelmişin dışında bir hamleydi doğrusu.
"Daha adil bir dünya mümkün" mesajı, dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerin şaşkın bakışları arasında meydanı kapladı. İnsanlar yürüyüşlerini yavaşlattı, cep telefonlarına sarıldı - bazıları merakla, bazılarıysa hayranlıkla izliyordu bu tarihi anı.
Küresel Adalet Vurgusu
Erdoğan'ın konuşması, uluslararası topluma adeta bir uyanış çağrısı niteliğindeydi. Şu anki küresel sistemin çarpıklıklarını gözler önüne sererken, "Yeni bir dünya düzeni artık lüks değil, zorunluluktur" diye ekliyordu. Gerçekten de, meydanda toplanan kalabalığın yüz ifadelerinden bu sözlerin yankı bulduğu anlaşılıyordu.
Konuşmada öne çıkan bazı başlıklar şunlardı:
- Uluslararası kurumlarda reform ihtiyacı
- Gelişmekte olan ülkelere daha fazla söz hakkı
- Küresel gelir adaletsizliğine çözüm önerileri
- İnsani krizlere ortak yaklaşım çağrısı
Meydanda Yankılanan Ses
Turistlerden bir grup, ekranların önünde adeta büyülenmiş haldeydi. "Böyle bir mesajı Times Meydanı'nda görmek beklenmedikti" diyordu Kanadalı bir ziyaretçi. "Ama sanırım tam da ihtiyacımız olan şey bu - küresel liderlerin cesur sesleri."
New Yorklular ise alışılmadık bu diplomatik gösteri karşısında ikiye bölünmüş gibiydi. Kimileri "siyasi reklam" diye burun kıvırırken, kimileri de mesajın evrenselliğini takdir ediyordu. Sonuçta, dünyanın en işlek meydanında böyle bir vizyonun sergilenmesi her gün rastlanan bir durum değil.
Bu gösteri, Türkiye'nin küresel diplomasideki artan etkisinin de bir göstergesi aslında. Düşünsenize - İstanbul'dan yükselen bir ses, New York'un kalbinde yankılanıyor. Eskiden hayal bile edilemeyecek bir senaryoydu bu.
Peki ya sizce? Daha adil bir dünya gerçekten mümkün mü? Times Meydanı'ndaki o kalabalık sanırım bu soruyla baş başa kaldı bugün. Belki de cevap, her birimizin bu soruyu sormaya başlamasında yatıyordur.