Lüksemburg'un o bildik sisli havasında, tarihi bir buluşmaya daha tanık olundu. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan ile Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Yerapetritis, Avrupa'nın kalbinde kritik bir temas gerçekleştirdi.
Görüşme... İşte tam da beklenildiği gibi, iki komşu ülkenin dışişleri bakanları arasında samimi ama bir o kadar da mesafeli bir diyaloğa sahne oldu. Sanki iki eski dost, yıllar sonra buluşmuş da nereden başlayacaklarını bilemiyor gibiydiler.
Masada Neler Vardı?
İki bakanın önüne serilen konular hiç de azımsanacak gibi değildi. Doğu Akdeniz'deki gerilim, Kıbrıs meselesi, göç anlaşması - bunların hepsi masanın ağır konuklarıydı. Fidan'ın o her zamanki sakin duruşu, Yerapetritis'in dikkatli bakışlarıyla kesişiyordu adeta.
Ve tabii ki... İki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşme süreci. Bu, belki de en hassas noktaydı. Zira her iki taraf da adımlarını ölçerek atıyor, yanlış bir hamlenin nelere mal olabileceğini çok iyi biliyordu.
Görünmeyen Misafirler
Aslında salonda bulunmayan ama herkesin aklındaki soru şuydu: Acaba bu görüşme, uzun süredir beklenen o 'yeni sayfa'nın açılışı mı olacak? Yoksa sadece diplomatik bir zorunluluk mu?
Fidan'ın vurguladığı bir nokta özellikle dikkat çekiciydi. Türkiye'nin AB üyeliği perspektifi... Bu konu, odadaki herkesin bildiği ama kimsenin yüksek sesle söyleyemediği bir gerçeklik olarak havada asılı kaldı.
Yerapetritis'in yaklaşımı ise -bana kalırsa- biraz daha temkinliydi. Yunan tarafı, 'diyalog kanallarının açık tutulması'ndan yana olduğunu belirtirken, somut adımlar konusunda bekleme modundaydı sanki.
Peki Ya Sonrası?
Görüşme sonrası açıklamalar... İşte bu noktada işler gerçekten ilginçleşiyor. İki taraf da 'yapıcı ve samimi' ifadelerini kullandı. Ama şunu sormadan edemiyorum: Diplomasi dilinde 'yapıcı', aslında 'anlaşamadık ama kavga da etmedik' anlamına gelmez mi?
Bana öyle geliyor ki bu buluşma, buzların erimesi için küçük ama önemli bir adım. Ne var ki önümüzdeki dönemde daha çok çaba gerekecek gibi duruyor. Zira iki komşu arasındaki sorunlar, bir çırpıda çözülecek türden değil.
Son söz? Belki de şu: Lüksemburg'daki bu buluşma, en azından diyalog kapısını aralık tutmayı başardı. Gerisi... Well, zaman gösterecek.