Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın bugünkü açıklamaları adeta bomba etkisi yarattı. BM Genel Kurulu'ndaki konuşmasında, İsrail Başbakanı Netanyahu liderliğindeki yönetimi hiç tereddütsüz "haydut aktör" olarak nitelendirdi. Bu, Türkiye'nin bugüne kadarki en sert ifadelerinden biriydi gerçekten.
Fidan'ın sözleri öyle sıradan bir diplomatik tepkinin çok ötesindeydi. "Netanyahu rejimi artık uluslararası hukuku hiçe sayan, insanlık suçları işleyen bir haydut aktör haline gelmiştir" diyerek adeta uluslararası topluma bir uyanış çağrısı yaptı. Sanki her kelimesiyle "Bu kadarı yeter!" diye haykırıyordu.
Uluslararası Topluma Sert Eleştiri
Aslında en dikkat çekici kısım, Fidan'ın sadece İsrail'i değil, uluslararası toplumu da hedef almasıydı. "Dünya bu insanlık dramına seyirci kalamaz" derken, sesindeki o öfke ve hayal kırıklığı gerçekten hissediliyordu. BM'nin Filistin'deki insani krize yönelik etkisizliğini adeta yüzlerine vurdu.
Peki neydi bu kadar sert konuşmaya iten? Fidan'ın altını çizdiği nokta çok net: İsrail'in son dönemdeki eylemleri uluslararası hukukun tüm sınırlarını aşmış durumda. "Artık bu rejimin eylemlerini meşru bir devletin davranışları olarak görmek mümkün değil" diyerek aslında çok önemli bir paradigma değişikliğine işaret etti.
Türkiye'nin Duruşu Netleşiyor
Türkiye'nin bu tavrı aslında hiç sürpriz değil ama bugünkü dilin keskinliği dikkat çekici. Fidan'ın "Bölgedeki tüm aktörler bu sorumluluğu üstlenmeli" çağrısı, aslında Türkiye'nin bölgede liderlik rolü üstlenmeye hazır olduğunun da bir göstergesi.
Konuşmanın en can alıcı kısmı ise şuydu: "İsrail'in Filistin halkına yönelik sistematik baskıları artık kabul edilemez bir noktaya ulaştı." Bu cümle aslında her şeyi özetliyordu. Türkiye, Netanyahu yönetiminin politikalarını meşru bir devlet davranışı olarak görmeyi reddediyor - hem de açıkça.
Sonuç olarak, Fidan'ın bu tarihi konuşması uluslararası diplomasi arenasında yankılanacak gibi görünüyor. Türkiye'nin Ortadoğu'daki duruşu bir kez daha netleşirken, İsrail-Türkiye ilişkilerinde yeni bir gerilim dönemi kapıda olabilir. Gerçekten de, bugün BM'de söylenenler sadece bir eleştiri değil, aynı zamanda bir dönüm noktasıydı.
