
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın bugünkü açıklamaları, adeta diplomasi dünyasında bir şimşek çaktırdı. İsrail'in son dönemdeki agresif politikalarına yönelik eleştiriler, hiç beklenmedik bir netlikte masaya yatırıldı.
Fidan'ın dediği gibi, ortada çok basit ama bir o kadar da rahatsız edici bir gerçek var: İsrail, sınırlarının hemen ötesinde güçsüz, kendi halinde, sesini çıkaramayacak komşular hayal ediyor. Bu hayal, bölgesel barışı tehdit eden en büyük handikaplardan biri aslında.
Ankara'dan yükselen bu ses, sadece bir tepki değil. Aynı zamanda Türkiye'nin bölgede oynadığı rolün ve artan diplomatik ağırlığının da bir göstergesi. Fidan'ın üslubu, her zamanki gibi sakin ama bir o kadar da kararlı. İşte o cümleler: "Onlar zayıf komşular istiyor, biz istikrarlı ve güçlü bir bölge istiyoruz."
Peki, Türkiye bu hedefe nasıl ulaşmayı planlıyor? Cevap, aktif diplomasi ve köprüleri yeniden inşa etmekten geçiyor. Fidan'ın altını çizdiği gibi, bölgesel iş birliği mekanizmalarını güçlendirmek, ekonomik bağları derinleştirmek ve güven ortamını tesis etmek en büyük öncelikler arasında.
Bu açıklamalar, Türkiye'nin Ortadoğu'daki yeni dengelerde nasıl bir pozisyon alacağına dair de önemli ipuçları veriyor. Ankara, artık olayları seyreden bir aktör değil; şekillendiren bir güç olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Sonuç olarak, Fidan'ın mesajı net: Güvenlik ve istikrar, ancak karşılıklı saygı ve eşitlik temelinde inşa edilebilir. İsrail'in 'zayıf komşu' beklentisi ise bu hedefe giden yolda ciddi bir engel teşkil ediyor.