Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, Mısır'ın önemli yayın kuruluşlarından El Kahera El Ekbasi için adeta bir zihin açıcı sohbet gerçekleştirdi. Ortadoğu'nun kangren haline gelmiş o eski meselesi, İsrail-Filistin gerilimi, masaya yatırıldı. Fidan'ın kelimeleri, diplomatik nezaketin arkasındaki acil yardım çığlığını duyurmak istercesine güçlüydü.
Şu anki durum? Hiç iç açıcı değil. İsrail'in Gazze Şeridi'nde sürdürdüğü operasyonlar, artık sadece yerel bir çatışma olmaktan çıkmış durumda. Fidan'ın da altını çizdiği gibi, bu yangın çok daha büyük bir bölgesel krize dönüşme potansiyeli taşıyor. Ve kimse bunun sonuçlarını tahmin edemez.
Tek Başına Hareket Etmenin Bedeli Ağır Olur
Belki de en dikkat çekici vurgu, iş birliği zorunluluğuydu. Bakan Fidan, net bir şekilde ifade etti: Bu kadar karmaşık ve hassas bir meselede, hiçbir ülke tek başına hareket edip de olumlu bir sonuç alamaz. Bu, bir maraton koşucusunun sadece bir ayağıyla yarışa çıkmasına benziyor – imkansız.
Peki ne yapmak gerekiyor? Cevap basit ama uygulaması zor: Ortak akıl ve ortak tedbir. Bölge ülkelerinin, uluslararası toplumun desteğiyle, derhal koordineli bir şekilde harekete geçmesi şart. Aksi takdirde, hepimiz izleyici koltuğunda oturup yangının büyümesini seyretmek zorunda kalacağız. Ve maalesef yangın söndüğünde geriye pek bir şey kalmayabilir.
Fidan'ın Mısır basınına verdiği bu demeç, Türkiye'nin bölgedeki aktif ve sorumlu diplomasi rolünü bir kez daha gözler önüne serdi. Sadece eleştirmekle kalmayıp, çözümün bir parçası olmak için somut adımlar atmayı hedefleyen bir bakış açısı. Umalım ki bu ses, gerekli yerlere ulaşsın ve gerekenler yapılsın.
