
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın sesi bugünkü İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısında adeta bir çanak gibi çınlıyordu. Sanki her kelimesi, yaşanan acıların ağırlığını taşıyor gibiydi.
İsrail'in Gazze'de işlediği suçlar konusunda uluslararası toplumun önüne çıkarmamız şart. Hem de hemen şimdi! Çünkü her geçen gün yeni bir facia, yeni bir insanlık dramı ekleniyor bu kara listeye.
Dünya Sessizliğe Gömülürken
Fidan'ın konuşmasındaki o keskin vurgu gerçekten dikkat çekiciydi. "İsrail'in işlediği suçları teşhir etmek" diyordu, "sadece bir seçenek değil, ahlaki bir zorunluluk." Haklı değil mi? Dünya bu kadar büyük bir insanlık trajedisine seyirci kalırken, bizim sesimiz daha gür çıkmalı.
Toplantıda -ki sanırım oldukça yoğun geçti- Filistin meselesinin artık sadece bölgesel değil, küresel bir mesele haline geldiği vurgulandı. Zaten öyle değil mi? İnsan hakları ihlalleri sınır tanımıyor maalesef.
Somut Adımlar Şart
Bakan Fidan'ın altını çizdiği bir diğer önemli nokta da şuydu: Sadece konuşmak yetmez, harekete geçmek lazım. Uluslararası platformlarda daha etkin olmak, diplomatik kanalları sonuna kadar kullanmak... Bütün bunlar Filistin halkının yanında olduğumuzu göstermenin yolları.
Aslında işin özü şu: Dünya sahnesinde kimin ne tarafta durduğu belli oluyor böyle zamanlarda. Türkiye'nin tutumu ise net - insani değerlerin yanında, haksızlığa karşı.
Toplantıdan çıkan sonuç? Sanırım hepimiz aynı fikirdeyiz: Artık harekete geçme zamanı. Konuşmalar, toplantılar elbette önemli ama Filistin halkının çektiği acılar karşısında somut adımlar atmak çok daha değerli.