Bugün diplomatik arenada oldukça hareketli saatler yaşandı desem, yanılmış olmam. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, Yunan mevkidası Yorgo Yerolimpos'la bir araya geldi. Görüşme, iki komşu ülke arasındaki ilişkilerin seyri açısından hayli kritik bir öneme sahipti doğrusu.
Aslında şunu söylemeliyim: Bu tür temaslar her zaman merak uyandırıyor. Özellikle de Ege'de zaman zaman gerilen tellerin olduğu şu günlerde... İki bakan, neredeyse her konuyu enine boyuna konuşmuşlar. Doğu Akdeniz'deki enerji arayışlarından kıta sahanlığı tartışmalarına, göçmen krizinden turizm işbirliğine kadar pek çok başlık masaya gelmiş.
Diplomasinin İnce Dili
Görüşmede ilginç bir detay vardı: Taraflar, 'yapıcı diyalog' vurgusunu hiç elden bırakmamış. Bu tip diplomatik buluşmalarda genelde sular durulmaya başlıyor - en azından bir süreliğine. Fakat işin aslını sorarsanız, bu tür görüşmelerde her şey söylenenler kadar söylenmeyenlerde de gizli oluyor.
Bir de şu var tabii: İki ülke arasındaki tarihî bağlar ve coğrafi yakınlık, ilişkileri her zaman özel kılıyor. Bazen fırtınalı, bazen sakin... Ama hiçbir zaman sıradan değil. Bu görüşme de işte o 'hiç sıradan olmayan' ilişkinin yeni bir halkasıydı adeta.
Peki Ya Sonrası?
Görüşme sonrası açıklamalara bakılırsa, taraflar oldukça memnun ayrılmış. 'Ortak çıkarlar' ve 'karşılıklı saygı' kelimeleri sıkça dillendirilmiş. Aslında bu tip toplantılardan sonra genellikle böyle olur - kimse masadan tamamen mutsuz kalkmak istemez çünkü.
Fakat şunu da eklemeden geçemeyeceğim: Diplomasi, sabır isteyen bir satranç oyunu gibidir. Bugün atılan her adım, yarının hamlelerini belirler. Umarım bu görüşme, iki komşu ülke arasında daha istikrarlı bir dönemin kapısını aralar.
Son tahlilde, Ankara ve Atina arasındaki bu son temas, ilişkilerin normalleşme sürecine önemli bir katkı sağlamış görünüyor. Gerçi bu işlerde hiçbir şey kesin olmaz ama - en azından diyalog kanallarının açık kalması bile başlı başına olumlu bir gelişme sayılır.