Bakan Fidan'dan Kritik Diplomasi Hamlesi: Katar, Mısır, Irak ve Pakistan ile Üst Düzey Görüşmeler
Fidan'dan 4 Ülkeye Kritik Diplomasi Hamlesi

Telefonun ucunda, dünya haritasının en hassas noktalarına dokunan sohbetler vardı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, perşembeyi cumaya bağlayan o kritik akşam, dört ayrı ülkenin dışişleri bakanıyla art arda görüştü. Hiçbiri rastgele seçilmiş isimler değildi; her biri Türkiye'nin bölgesel puzzle'ında kilit role sahip ülkelerdi.

İlk hatta, Körfez'in en istikrarlı aktörlerinden Katar'ın Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman es-Sani vardı. Görüşmede, iki ülke arasındaki stratejik iş birliği her yönüyle ele alındı. İlişkileri daha da ileri taşıyacak adımlar konuşuldu. İkili ticaret, güvenlik ve enerji iş birlikleri masaya yatırıldı. Bölgedeki son gelişmeler, özellikle Filistin meselesi, görüşmenin diğer önemli başlıklarındandı.

Ardından, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükry ile yapılan görüşmede, ilişkilerin normalleşme sürecindeki son durum değerlendirildi. İki ülke arasındaki pozitif havanın nasıl daha da güçlendirilebileceği konuşuldu. Doğu Akdeniz'deki enerji iş birliği potansiyeli ve Libya'daki siyasi sürece destek, öne çıkan diğer konulardı.

Irak ayağında ise Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ile terörle mücadele konusu ön plandaydı. PKK/YPG gibi terör örgütlerinin Irak topraklarındaki varlığı ve bu konuda atılacak adımlar derinlemesine konuşuldu. İki komşu ülke arasındaki ticari ve ekonomik iş birliğini geliştirmenin yolları da ele alındı.

Son olarak Pakistan Dışişleri Bakanı Celil Abbas Celil ile yapılan görüşmede, iki dost ülke arasındaki ilişkilerin zaten yüksek olan seviyesinin nasıl daha ileri taşınabileceği görüşüldü. Bölgesel güvenlik meseleleri, özellikle Afganistan'daki durum, iki bakanın gündemindeki diğer önemli başlıklardı.

Bu yoğun telefon trafiği, Türkiye'nin bölgesel diplomasideki aktif ve yapıcı rolünü bir kez daha gösterdi. Fidan'ın bu hamlesi, Ankara'nın komşularla sıfır sorun politikasını değil, ama aktif ve çok yönlü diplomasi anlayışını sürdürdüğünün açık bir göstergesi. Dört farklı ülke, dört farklı gündem, tek bir hedef: bölgesel istikrar ve karşılıklı kazanç.