
New York'ta gerçekleşen BM Genel Kurulu, adeta diplomatik bir fırtınaydı. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, bu yoğun maratondan sonra mikrofonları karşısına aldı ve kelimenin tam anlamıyla bomba gibi açıklamalarda bulundu.
Gazze konusunda söyledikleri ise oldukça net: "İnsani durum içler acısı" diye tanımladığı bölge için uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı. Fidan'ın o meşhur diplomatik duruşuyla verdiği mesajlar, önümüzdeki dönemin ipuçlarını verir nitelikteydi.
Kıbrıs ve Yunanistan: Komşularla Gergin Rüzgarlar
Kıbrıs meselesinde Fidan'ın tonu oldukça sertti. "Rum tarafının provokatif tutumu" olarak nitelendirdiği davranışların kabul edilemez olduğunu vurguladı. Yunanistan'a yönelik eleştiriler ise -biraz da alışılagelmişin dışında- oldukça doğrudandı. "Komşumuzun tutumu hayal kırıklığı yaratıyor" ifadelerini kullandı.
Terörle mücadele konusunda ise Fidan'ın söyledikleri dikkat çekiciydi. "PKK/YPG gibi terör örgütlerine verilen destek" diye tanımladığı durumu eleştirirken, uluslararası işbirliğinin önemine dikkat çekti. Sanki "artık yeter" demiş gibiydi.
Diplomasinin Perde Arkası
Fidan'ın değindiği bir diğer önemli nokta ise ikili görüşmeler oldu. Çok sayıda ülke temsilcisiyle bir araya geldiğini belirten Bakan, bu görüşmelerin "verimli geçtiğini" ifade etti. Ancak detayları -diplomatik bir tavırla- paylaşmaktan kaçındı.
BM reformu konusundaki görüşleri ise oldukça ilginçti. "Küresel yönetişim sisteminin yeniden ele alınması gerektiğini" söylerken, adeta mevcut sistemin yetersiz kaldığını ima ediyordu. Bu, Türkiye'nin uluslararası arenadaki pozisyonunu da gösteren önemli bir vurguydu.
Sonuç olarak, Fidan'ın açıklamaları Türk dış politikasının önümüzdeki dönemdeki yönünü gösteren önemli işaretler taşıyor. Gazze'den Kıbrıs'a, terörle mücadeleden komşu ülkelerle ilişkilere kadar pek çok konuda net ve kararlı bir duruş sergileniyor. Gerçekten de, diplomasi arenasında Türkiye'nin sesi her zamankinden daha gür çıkıyor.