
İran'ın tartışmasız en güçlü ismi Ayetullah Ali Hamanei, bugün kelimenin tam anlamıyla diplomatik bir bombayı patlattı. Washington'la oturup konuşmanın -artık- hiçbir anlam ifade etmediğini, hatta tam bir vakit kaybı olduğunu ilan etti. "Bu kapı kapandı," derken yüzündeki ifade oldukça nettı.
Toplantıda bulunan din adamları ve devlet erkanına seslenen Hamanei'nin sözleri, adeta soğuk savaş dönemlerini hatırlatan bir üslupla şekillendi. "Düşmanımızla masaya oturmak, bize hiçbir şey kazandırmaz. Aksine, zayıflığımızın bir göstergesi olur," diye ekledi. Oldukça uzun ve detaylı konuşmasında, İran'ın kendi yolundan şaşmayacağının altını defalarca çizdi.
Nükleer Anlaşma Hayaleti ve Geri Dönüşü Olmayan Yol
Herkesin aklındaki asıl soru, 2015 yılında imzalanan ve sonrasında Donald Trump'ın tek taraflı olarak çekildiği nükleer anlaşmanın akıbetiydi. Joe Biden yönetiminin dolaylı temaslarla anlaşmayı canlandırma çabaları, Hamanei'nin bu açıklamalarıyla birlikte adeta buz kesti. Anlaşma, şu an için çok uzaklarda bir hayal gibi görünüyor.
Peki, bu kararın arkasında yatan gerçek sebep ne? Bazı analistlere göre, İran'ın iç politikadaki dengeleri gözetmesi. Diğer bir görüş ise, bölgede artan gerilimler ve İran'ın kendini daha güçlü hissetmesi. Hamanei'nin konuşmasında, İran'ın bölgesel gücünden ve askeri kapasitesinden övgüyle bahsetmesi de bu teoriyi destekler nitelikteydi.
Bölgesel ve Küresel Yansımalar: Dalga Etkisi Yaratacak
Bu açıklamanın sadece İran ve ABD arasında kalmayacağı kesin. Orta Doğu'nun hassas dengeleri göz önüne alındığında, İsrail ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin bu gelişmeyi nasıl karşılayacağı merak konusu. Ayrıca, Avrupa Birliği'nin arabuluculuk rolü de bir kez daha sekteye uğramış oldu.
Sonuç olarak, Tahran'dan gelen bu net mesaj, uluslararası diplomasi sahnesinde yeni bir belirsizlik döneminin başlangıcı olabilir. İran, Batı'ya olan tavrını netleştirdi. Şimdi sıra, diğer aktörlerin hamlelerinde.