Çin Halk Cumhuriyeti, Amerika Birleşik Devletleri'nin Venezuela'ya yönelik son hamlelerine sert tepki gösterdi. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, düzenlediği günlük basın toplantısında Washington yönetiminin kararlarını eleştirerek uluslararası hukukun ihlal edildiğini savundu.
Çin'den Açık Uyarı
Mao Ning yaptığı açıklamada, 'Birleşmiş Milletler Antlaşması'nın amaç ve ilkelerine aykırı olan, diğer ülkelerin egemenlik ve güvenliğini ihlal eden her türlü adıma karşıyız' ifadelerini kullandı. Çinli diplomat, herhangi bir bahaneyle Venezuela'nın iç işlerine dış güçlerin müdahale etmesine kesinlikle karşı olduklarını vurguladı.
Sözcü Mao, ABD'nin Latin Amerika ve Karayipler'de barış ve güvenliğe katkı sağlamak için daha fazla çaba göstermesi gerektiğini belirtti. 'Bölgede normal kolluk kuvveti kullanmasını ve adli işbirliğinde bulunmasını bekliyoruz' şeklinde konuşan Mao, Washington'dan yapıcı adımlar atmasını talep etti.
Cartel de los Soles Krizi
Krizin temelinde, ABD'nin Cartel de los Soles suç örgütünü Yabancı Terörist Örgütler (FTO) listesine alması yatıyor. Amerikan yönetimi, bu örgütün Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ve üst düzey Venezuelalı yetkililer tarafından yönetildiğini iddia ediyor.
Venezuela hükümeti ise bu iddiaları reddederek ABD'nin adımını 'ülkeye müdahale etmek için bahane arayışı' olarak nitelendirdi. Caracas yönetimi, örgütün varlığını resmi olarak kabul etmiyor.
Askeri Gerilim Tırmanıyor
Krizi daha da derinleştiren gelişme ise ABD'nin USS Gerald R. Ford uçak gemisi ve saldırı grubunu bölgeye göndermesi oldu. Washington yönetimi bu hareketi 'uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele' gerekçesiyle açıklasa da, Venezuela bunu askeri bir tehdit olarak değerlendiriyor.
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, ABD'nin bu hamlelerine karşılık olarak 4,5 milyon milis gücünü seferber ettiğini açıkladı. Maduro, ülkesinin her türlü saldırıyı püskürtmeye hazır olduğunu belirterek savunma kapasitelerinin güçlü olduğunu vurguladı.
Yaşanan gelişmeler, Latin Amerika bölgesinde gerilimi yeniden tırmandırırken, uluslararası toplumun iki süper gücünün bölgedeki nüfuz mücadelesini de gözler önüne seriyor.