
Ortadoğu'nun nabzı yine hızlı atıyor. Katar'ın başbakanı, kelimenin tam anlamıyla diplomatik bir bombayı patlattı. İsrail'in Gazze'deki son operasyonlarına verilen desteğin askıya alındığını duyurdu. Bu, bölgedeki dengeleri altüst edebilecek ciddi bir hamle.
Peki ne oldu da Katar böyle bir karar aldı? Görünen o ki, artan sivil kayıplar ve uluslararası toplumun baskısı Doha'yı harekete geçirdi. Başbakan, açıklamasında oldukça net konuştu: "Gazze'de yaşananların savaş suçu olduğuna inanıyoruz ve buna ortak olmayacağız." Oldukça güçlü ve tavizsiz bir dil, değil mi?
Katar'ın Duruşu ve Bölgesel Yansımaları
Bu karar, sadece İsrail ile Katar arasında bir sorun değil. Aslında tüm bölge için önemli sonuçlar doğurabilecek bir domino etkisi yaratabilir. Katar, son dönemdeki diplomatik hamleleriyle Orta Doğu'daki en aktif ve etkili arabuluculardan biri haline gelmişti. Bu karar, o rolü de sorgulatıyor.
Düşünsenize, bir yanda İsrail'in güvenlik endişeleri, diğer yanda Filistinlilerin yaşam hakkı. Katar ise bu ince çizgide yürümeye çalışıyor. Ama görünen o ki, artık tarafını seçmek zorunda hissetti kendini. Bölgedeki diğer aktörlerin de benzer adımlar atıp atmayacağını hep birlikte göreceğiz.
Uluslararası hukuk açısından baktığımızda ise durum daha da karmaşık bir hal alıyor. Savaş suçu iddiaları, insani yardımın engellenmesi, orantısız güç kullanımı... Tüm bu başlıklar, Katar'ın kararının arka planını oluşturuyor. Doha yönetimi, "Artık bu işin içinde yokuz" diyerek adeta bir çıkış yolu arıyor.
Peki ya sonrası? Orta Doğu diplomasisi her zaman sürprizlere açıktır. Kim bilir, belki de bu hamle yeni bir barış sürecinin kapısını aralayacak. Ya da bölgedeki gerilimi daha da artıracak. Tek kesin olan bir şey var: Ortadoğu'da dengeler bir kez daha değişiyor.