
Diplomasi arenasında bugünlerde hiçbir şey göründüğü gibi değil. Özellikle de Orta Doğu'da. Katar'ın başbakanı Sheikh Mohammed bin Abdulrahman Al Thani, Financial Times'a verdiği demeçte adeta diplomatik bir bombayı patlattı desek yanlış olmaz.
İsrail'in Hamas liderlerine yönelik olası bir suikast girişimi durumunda, Katar'ın İsrail'le olan tüm ilişkilerini askıya alacağını açıkça beyan etti. Bu, bölgedeki gerilimi bir anda birkaç katına çıkaracak türden bir ultimatom aslında.
Rehineler İçin Görüşmeler ve Siyasi Bedeller
Katar şu sıralar İsrailli rehinelerin serbest bırakılması için yürütülen inanılmaz derecede hassas görüşmelere aracılık ediyor. Fakat bu süreçte İsrail tarafından sürekli eleştirilere maruz kalıyor. Sanki bir eli yağda, bir eli balda değil de, tam tersine iki taraftan da yumruk yiyor gibi.
Sheikh Mohammed'in ifadeleri oldukça net: "Eğer İsrail, Doha'daki Hamas liderlerine karşı herhangi bir eylemde bulunursa, bu durum ilişkilerimizi tamamen askıya almamıza yol açacak." Böyle bir açıklama, diplomasi dilinde nadiren duyulan türden keskinlikte.
"Hesap Vermeliler" Vurgusu
İlginç olan bir diğer nokta ise Katar Başbakanı'nın "hesap vermeliler" ifadesini kullanması. Bu, Gazze'deki savaşın sorumlularının yargı önüne çıkarılması gerektiğine dair oldukça güçlü bir mesaj içeriyor. Uluslararası hukuk perspektifinden bakıldığında, bu tür bir çağrı aslında çok da sık duyduğumuz şey değil.
Katar'ın pozisyonu aslında oldukça karmaşık. Bir yandan Hamas'ın siyasi ofisine ev sahipliği yapıyor, diğer yandan da ABD ile stratejik ortaklığını sürdürüyor. Bu dengeyi korumak, ince bir ip üzerinde yürümekten farksız.
Sheikh Mohammed, İsrail'in Katar'ı Hamas'la işbirliği yapmakla suçlayan açıklamalarına da sert yanıt verdi: "Biz Hamas'ı finanse etmiyoruz, sadece Gazze'ye insani yardım ulaştırıyoruz" diyerek durumu netleştirdi.
Bölgesel Dengeler ve Gelecek Senaryoları
Bu kriz aslında çok daha büyük bir resmin parçası. Katar, bölgedeki birçok aktörle aynı anda ilişki yürütebilen ender ülkelerden biri. Fakat İsrail'le yaşanacak bir kopuş, bu dengeyi temelden sarsabilir.
Peki ya sonra? Eğer İsrail, Katar'ın uyarılarını dikkate almazsa, bölgede diplomatik bir deprem yaşanması işten bile değil. Zaten yeterince gergin olan bölgesel ilişkiler, bir anda kontrolden çıkabilir.
Katar'ın bu çıkışı, aslında küçük devletlerin bile uluslararası arenada nasıl kritik roller oynayabildiğinin kanıtı. Ama aynı zamanda bu rollerin ne kadar riskli olabildiğinin de göstergesi.
Önümüzdeki günlerde, bu gerilimin nasıl bir seyir izleyeceği hepimiz için merak konusu. Diplomasi bazen satranç oynamak gibidir - hamleler önceden belli olmaz. Şimdi sıra kimde dersiniz?