Kurtulmuş'tan Kritik Filistin Açıklaması: 'Orta Doğu Barışının Anahtarı Bu Kapıdan Geçer'
Kurtulmuş: Filistin Orta Doğu Barışının Kapısı

Ankara'da bugün gerçekleşen olağanüstü toplantıda adeta tarih yazılıyordu. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Filistin meselesine dair sadece bir konuşma yapmadı, adeta bir barış manifestosu sundu.

"Bakın," diyordu Kurtulmuş, sesinde hem bir aciliyet hem de derin bir inanç vardı, "Filistin devleti sadece bir toprak parçası değil, bizatihi barışın kendisidir. Bu kapıyı açmadan Orta Doğu'da kalıcı huzurdan bahsetmek, neredeyse imkansız."

Diplomasinin Yeni Rotası

Kurtulmuş'un kelimeleri öyle sıradan diplomatik jargonlardan uzaktı ki. Sanki her cümlesi, yıllardır kanayan bir yaraya merhem olmak istercesine seçilmişti. "Uluslararası toplum ne zaman anlayacak?" diye soruyor, ardından cevabını kendi veriyordu: "Filistin halkının kaderi, hepimizin ortak geleceğinin aynasıdır."

Gerçekten de öyle değil mi? Orta Doğu denen bu karmaşık coğrafyada, adil ve kalıcı bir barışın temelleri nerede atılacak? Kurtulmuş'a göre cevap açık: Bağımsız Filistin devletinin tanınmasında.

Tarihi Bir Dönemeç

Konuşmanın en çarpıcı yanlarından biri de -belki fark etmediniz- Kurtulmuş'un mesajının sadece bölge ülkelerine değil, tüm dünyaya hitap etmesiydi. "Artık retorik değil, reel politika zamanı" diye vurguluyordu. Ve ekliyordu: "Filistin davası insanlık vicdanının sınavıdır."

Peki ya sonra? TBMM Başkanı'nın bu çağrısı nasıl karşılık bulacak? Dünya liderleri bu mesajı duyacak mı? Ya da daha önemlisi, anlayacak mı?

Bir şey kesin: Ankara'dan yükselen bu ses, sadece Türkiye'nin değil, tüm bölgenin barış özlemini yansıtıyor. Ve Kurtulmuş'un dediği gibi, "Bu kapı açılmadan, diğer kapıların hiçbiri gerçek anlamda açılamaz."