Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye'nin Ukrayna krizinde yapıcı bir arabulucu rol üstlenebileceğini resmen açıkladı. Belarus Dışişleri Bakanı Maxim Ryzhenkov ile gerçekleştirdiği görüşme sonrasında basına önemli değerlendirmelerde bulunan Lavrov, bölgesel diplomaside Türkiye'nin artan önemine dikkat çekti.
Putin-Erdoğan Görüşmesinin Detayları
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiği belirtildi. Lavrov, bu görüşmede Erdoğan'ın Ukrayna konusunda yardım sağlama ve İstanbul'u müzakereler için bir platform olarak kullanma konusunda istekli olduğunu ifade ettiğini duyurdu. İki lider arasındaki bu diplomatik temas, bölgede barış arayışlarında Türkiye'nin merkezi rolünü bir kez daha ortaya koydu.
Macron'a Sert Tepki ve Fransa Eleştirisi
Lavrov, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Ukrayna'ya yönelik son açıklamalarını şiddetle eleştirdi. "Macron'un açıklamaları gerçeklerden kopuk bir adamın sözleridir" diyen Rus diplomat, Fransız liderin ifadelerinin barış çabalarıyla hiçbir ilgisi olmadığını vurguladı.
Rusya Dışişleri Bakanı, Macron'un agresif tutumunu şu sözlerle eleştirdi: "Macron bugün son derece agresif bir açıklama yaparak, Ukrayna'nın tek sorununun Rusya ve talepleri olduğunu, Rusya'nın Avrupa ile stratejik bir çatışma halinde olduğunu ve kendilerini tehdit eden bir güce asla teslim olmayacaklarını açıkça ortaya koymaları gerektiğini söyledi."
Türkiye ve Belarus'un Arabuluculuk Potansiyeli
Lavrov'un açıklamalarında en dikkat çeken nokta, Türkiye ve Belarus'un bölgesel diplomasideki rolü oldu. Rus bakan, "Türkiye ve Belarus gibi bazı ülkelerin yapıcı bir arabulucu rolü üstlenebileceğini görüyoruz" ifadelerini kullanarak Moskova'nın bu ülkelerle diplomatik işbirliğine verdiği önemi gösterdi.
25 Kasım 2025 tarihinde gerçekleşen bu önemli basın toplantısı, Ukrayna krizinde Türkiye'nin artan diplomatik etkisini bir kez daha kanıtladı. İstanbul'un uluslararası müzakereler için bir platform olarak kullanılması fikri, bölgede kalıcı barış arayışlarında önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
