Ankara'da bugün gerçekleşen ve diplomasi çevrelerinde merakla beklenen bir görüşme, aslında sandığımızdan çok daha fazlasını anlatıyor bize. İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile Suriye Enformasyon Bakanı Butheyna Müstenıd Şaban'ı bir araya getiren bu buluşma, sıradan bir diplomatik temasın çok ötesine geçiyor.
Şu anı düşünün: İki ülke, yıllardır süren gerginliklerin ardından masaya oturuyor. Her kelimenin, her bakışın ayrı bir anlam taşıdığı o odada, belki de bölgenin kaderini etkileyecek konuşmalar yapılıyor. Ve biz sadece resmi açıklamalardan takip edebiliyoruz olan biteni.
Görüşmenin Perde Arkası
İletişim Başkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre -ki bu tür açıklamalar her zaman söylenenlerin sadece küçük bir kısmını yansıtır- görüşmede ikili ilişkiler ve bölgesel meseleler ele alınmış. Ama ben size şunu söyleyeyim: Bu kadar kısa bir açıklamanın altında, saatler süren müzakereler yatıyor olmalı.
Suriye Enformasyon Bakanı Şaban'ın ziyareti sırasında, iki ülke arasında iletişim kanallarının açık tutulmasının önemi vurgulanmış. Sanki uzun süredir kapalı duran bir kapının anahtarı bulunmuş gibi. Belki de en dikkat çekici nokta, karşılıklı işbirliği imkanlarının değerlendirilmesi olmuş.
Ne Demek İstediler, Ne Demediler?
Resmi açıklamalarda her zaman söylenenler kadar, söylenmeyenler de önemlidir. 'Bölgesel meseleler' denildiğinde, aslında Suriye'deki insani durum, sınır güvenliği, hatta belki de terörle mücadele konularının da masaya yatırıldığını anlayabiliriz. Ama kimse bunları açıkça söylemiyor, değil mi?
İşin ilginç yanı, iki bakanın da 'enformasyon' ve 'iletişim' alanlarından sorumlu olması. Yani aslında bu görüşme, sadece devletler arasında değil, toplumlar arasında da bir köprü kurma çabası olarak okunabilir. Medya ilişkileri, kültürel alışveriş, belki de karşılıklı yanlış anlaşılmaların giderilmesi... Tüm bunlar, bu tek görüşmenin gölgesinde kalmış olabilir.
Görüşmenin sonunda -her zamanki gibi- tarafların işbirliği potansiyelini değerlendirdiği belirtilmiş. Ama bana sorarsanız, bu 'potansiyel' kelimesi diplomatik dilde en az kullanılan ama en çok şey ifade eden sözcüklerden biridir. Adeta "yolun başındayız, ama ilerleyebiliriz" demenin kibarca yolu.
Bu buluşma, Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkilerin seyrinde yeni bir sayfa açabilir mi? Kim bilir... Belki de önümüzdeki günlerde, bugünkü görüşmenin meyvelerini toplamaya başlayacağız. Ya da belki sadece bir 'temas' olarak kalacak tarih sayfalarında. Ama şunu söyleyebilirim: Hiçbir diplomatik görüşme, özellikle de bu düzeydeki görüşmeler, tesadüfi değildir.
