
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun Kudüs hakkındaki son açıklamaları, Ankara'da adeta bir diplomatik fırtına koparttı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tepkisi ise oldukça net ve sert oldu - tıpkı Anadolu insanının doğrudan söyleyişi gibi.
Şimdi, bu işin aslını astarını bir dinleyin. Netanyahu, bir televizyon programında çıkıp Kudüs'ün "İsrail'in ebedi ve bölünmez başkenti" olduğunu iddia etmiş. Bu, zaten hassas olan bölgede barut fıçısına kibrit çakmak gibi bir şey doğrusu.
Ankara'dan Yıldırım Gibi Yanıt
Erdoğan'ın yanıtı gecikmedi. Daha açıklamaların yankıları dinmeden, Cumhurbaşkanlığı'ndan gelen mesajda Netanyahu'nun sözleri "tamamen kabul edilemez" olarak nitelendirildi. Şu cümleler dikkat çekici: "Filistin halkının haklarını hiçe sayan, uluslararası hukuku açıkça ihlal eden bu sözlere en sert şekilde karşı çıkıyoruz."
Peki ya sonra? Türkiye'nin Kudüs konusundaki pozisyonunun değişmeyeceği vurgulandı. Doğu Kudüs'ün işgal altında olduğu gerçeği ve Filistinlilerin burada başkent kurma hakkı - Ankara bunların altını kalınca çizdi.
Uluslararası Topluma Çağrı
Erdoğan yalnızca tepki göstermekle kalmadı, aynı zamanda küresel bir hareket çağrısında bulundu. İsrail'in bu "provokatif adımlarına" karşı durulmasını istedi. "Uluslararası toplum sessiz kalmamalı" diyerek adeta bir uyarı yaptı.
Bu aslında Türkiye'nin bölgedeki duruşunu da gösteriyor. Filistin davasına verdiği desteği bir kez daha hatırlattı Ankara. Netanyahu'nun sözlerinin bölgesel barışı sabote etmek anlamına geldiğini söyledi.
Ortadoğu'da gerginlik zaten tavan yapmışken - bu tür açıklamalar yangına benzin dökmekten farksız. Türkiye'nin tepkisi, bölgedeki dengeleri koruma çabasının bir yansıması aslında.
Netanyahu'nun açıklamalarının perde arkasında ne var? Kim bilir... Belki iç politikada güç gösterisi, belki de bölgedeki gerilimi tırmandırma çabası. Ancak Ankara'nın cevabı açık: Türkiye, Filistin halkının yanında olmaya devam edecek.
Bu diplomatik krizin nereye varacağını zaman gösterecek. Ancak bir şey kesin: Türkiye-İsrail ilişkileri yine oldukça hassas bir dönemden geçiyor. Netanyahu'nun sözleri, iki ülke arasındaki ilişkileri bir kez daha germeye yetecek gibi görünüyor.