Manhattan'ın o meşhur gökdelenlerinin arasında, tam da şehrin kalbinde, tarihi bir ana şahit olduk bugün. İnanılmaz bir şeydi doğrusu - iki bayrak, iki ulus, tek yürek.
Güneş tam da en güzel ışıklarını yayarken, Türk bayrağının o eşsiz kırmızısı ile Amerikan bayrağının şeritleri adeta bir dansa başladılar. Rüzgarın hafif esintisiyle dalgalanışları görülmeye değerdi, gerçekten.
Dostluğun Sembolü: İki Bayrak Tek Yürek
Kim derdi ki bir gün New York'un o meşhur gökyüzünde Türk bayrağı bu kadar gururla dalgalanacak? Ama işte oldu - ve nasıl oldu! Amerikan bayrağıyla yan yana, omuz omuza...
O anı görenlerin yüzündeki o gurur ifadesi tarif edilemezdi. Sanki yıllardır süren dostluğun tüm anlamı o birkaç dakikaya sığmıştı. İnsan 'keşke herkes bu görüntüyü görebilse' diye düşünmeden edemiyor.
Tarihi Anın Arkasındaki Anlam
Aslında bu sadece bir bayrak çekme töreni değildi. Bana kalırsa çok daha derin bir mesaj veriyordu - iki ülke arasındaki o görünmez bağların somutlaşmış haliydi adeta.
Belki de en çarpıcı olanı, her iki ülkenin temsilcilerinin yüzlerindeki o samimi gülümsemeydi. Resmiyetin ötesine geçen, gerçek bir insan sıcaklığı vardı orada. İnsan ister istemez 'Acaba diplomatik ilişkiler hep böyle samimi olabilse mi?' diye düşünüyor.
Ve işte o an - bayraklar tamamen göndere ulaştığında, herkesin nefesi tutulmuştu. Sanki zaman durdu ve tüm dünya bu dostluk gösterisini izliyordu.
