İngiltere, İsrail hükümetinin işgal altındaki Batı Şeria topraklarında yeni yasa dışı yerleşim birimlerinin inşasına yeşil ışık yakmasını sert bir dille eleştirdi. Londra yönetimi, uluslararası hukuku ihlal eden bu kararın bölgedeki barış umutlarını ciddi şekilde zedelediğini duyurdu.
İngiltere'den Sert Açıklama
İngiltere'nin Orta Doğu'dan Sorumlu Devlet Bakanı Hamish Falconer, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamayla tepkisini dile getirdi. Falconer, "İngiltere, İsrail hükümetinin onayladığı Filistin'de 19 yeni yerleşim yerinin kurulması planını kınamaktadır. Bu yerleşim yerleri uluslararası hukuka göre yasa dışıdır" ifadelerini kullandı.
Bakan, söz konusu kararın, İsrail'in 20 maddelik Gazze planını ve nihai bir çözüm için tek yol olarak görülen iki devletli formülün sağlayabileceği uzun vadeli barış ve güvenlik beklentilerini riske attığının altını çizdi.
Onaylanan Yerleşim Planının Detayları
İsrail'de aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ile Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın önerisi olan 19 yeni yerleşim planı, İsrail Güvenlik Kabinesi tarafından onaylandı. 22 Aralık 2025 tarihinde alınan bu karar çerçevesinde:
- Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerine dağılmış, Filistin topraklarında izinsiz kurulmuş 17 kaçak yerleşim yeri İsrail devleti nezdinde resmiyet kazanacak.
- İsrail'in 2005 yılında tek taraflı olarak boşalttığı "Ganim" ve "Kadim" adlı yasa dışı yerleşim birimleri yeniden inşa edilecek.
Bu hamle, uluslararası toplum tarafından işgal altındaki topraklarda yapılan tüm yerleşim faaliyetlerinin yasa dışı olduğu yönündeki genel kabulle doğrudan çelişiyor.
Uluslararası Tepkiler ve Gelecek Senaryoları
İngiltere'nin bu kınaması, İsrail'in yerleşimci faaliyetlerini hızlandırmasına yönelik uluslararası tepkilerin son halkasını oluşturuyor. Batı Şeria'daki yasa dışı yerleşimler, iki devletli çözümün önündeki en büyük engellerden biri olarak görülüyor. Bu tür adımlar, Filistinlilerin kendi devletlerini kurma olasılığını giderek zorlaştırarak, bölgedeki gerilimi tırmandırma potansiyeli taşıyor.
İsrail hükümetinin kararı, iç siyasetteki koalisyon dengeleri ve aşırı sağ partilerin baskısıyla şekillenirken, uluslararası hukukun ihlali olarak değerlendiriliyor. İngiltere'nin açıklaması, Batılı müttefiklerin bölgedeki barış sürecine yönelik endişelerini ve İsrail'in tek taraflı adımlarına verdiği önemi bir kez daha gözler önüne serdi.
