
Washington yönetiminin son hamlesi, Tahran'da tam anlamıyla bardağı taşıran son damla oldu adeta. İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Amir Abdullahiyan, ABD'nin daha önce kaldırdığı yaptırımları yeniden devreye sokma çabasını hiçbir şekilde kabul etmeyeceklerini açıkça beyan etti. Bu, bozulmuş bir plak gibi tekrarlanan diplomatik krizde yeni bir bölüm demekti.
Abdullahiyan, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Bu tür eylemlerin tamamen hukuk dışı ve kabul edilemez olduğunu" vurguladı. Kelimeleri özenle seçilmişti ama altındaki öfke gayet net hissediliyordu. İran'ın, özellikle de nükleer anlaşma (JCPOA) kapsamında verilmiş taahhütlerin gereğini yapmaya devam ettiğini, ancak karşı tarafın aynı şeyi yapmadığını ima etti.
Peki, bu ne anlama geliyor? Kısacası, diplomatik kanallar yine gergin. Taraflar arasındaki güven, zaten kırılgan olan yapısını iyice kaybetmiş durumda. Abdullahiyan'ın üslubu, İran'ın bu konuda geri adım atmayacağının ve kendisine yönelik her türlü haksız uygulamaya karşılık vereceğinin bir göstergesi.
Uluslararası Hukuk ve Meşru Haklar
İranlı diplomat, ülkesinin uluslararası hukuktan doğan tüm meşru haklarını korumak ve kullanmakta kararlı olduğunun altını çizdi. Bu, boş bir tehditten ziyade, olası bir misillemenin habercisi olarak yorumlanıyor. Bölgedeki gerilim hiç bu kadar yüksek olmamıştı, diyebiliriz.
Şimdi gözler, önümüzdeki günlerde atılacak adımlara çevrildi. ABD'nin bu girişimi nasıl sonuçlanacak? İran'dan nasıl bir yanıt gelecek? Tüm bu sorular, Ortadoğu'daki dengeleri yeniden şekillendirebilecek potansiyele sahip. Durum, maalesef oldukça ciddi.
Sonuç olarak, iki ülke arasındaki bu gergin dans devam ediyor. Her iki taraf da pozisyonlarından taviz vermeye niyetli görünmüyor. Uluslararası toplumun bu diplomatik satranç oyunundaki rolü ise merakla bekleniyor. İşte, dünya siyasetinin bir başka karmaşık ve çözülmesi zor sayfası daha.