Tam on altı yıl oldu. Düşünsenize, o günlerde kimileri 'hayal' diyordu bu projeye. Ama inatla, kararlılıkla yol aldılar. Bugün geldiğimiz noktada Türk Devletleri Teşkilatı, Türk dünyasının en önemli yapı taşlarından biri haline geldi.
Aslında her şey 3 Ekim 2009'da Nahçıvan'da atılan imzalarla başladı. O gün Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan bir araya gelerek tarihi bir adım attı. Sonra Özbekistan'ın da katılımıyla aile genişledi. Macaristan ise gözlemci üye olarak katıldı - ki bu bile başlı başına ilginç bir gelişmeydi.
İş Birliği Artık Somut Hale Geliyor
Peki ne oldu da bu teşkilat son yıllarda daha fazla gündeme gelmeye başladı? Bence cevabı basit: Artık sözden eyleme geçiliyor. TİKA'nın projeleri, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının çalışmaları, Türk Keneşi'nin faaliyetleri... Hepsi bir bütünün parçaları.
Ekonomiden güvenliğe, eğitimden kültüre kadar uzanan geniş bir yelpazede iş birliği yapılıyor. Mesela ortak alfabe çalışmaları - kimilerine küçük gelebilir ama aslında devrim niteliğinde bir adım. Ya da Türk yatırım fonu... Bunlar geleceği şekillendirecek hamleler.
Zirveler ve Somut Adımlar
Geçtiğimiz kasım ayında yapılan 8. Zirve'yi hatırlıyorum da... Orada alınan kararların çoğu hayata geçirilmeye başlandı bile. Özbekistan'ın dönem başkanlığı da oldukça verimli geçiyor - en azından gözlemlediğim kadarıyla.
Belki de en önemlisi, bu teşkilatın Türk dünyasının ortak çıkarlarını koruma konusundaki kararlılığı. Bölgesel ve küresel sorunlara ortak yaklaşımlar geliştiriyorlar ki bu hiç de kolay bir iş değil. Ama yavaş yavaş, emin adımlarla ilerliyorlar.
On altı yıl - bir çocuğun lise çağına gelmesi gibi. Artık çocukluk dönemini geride bırakıp gençlik yıllarına adım atıyor. Ve görünen o ki bu genç, oldukça iddialı.