
Ermenistan'ın Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan'dan, Türkiye ile olan sınırların geleceğine dair oldukça dikkat çekici açıklamalar geldi. Öyle ki, bu söylemler diplomasi dünyasında şimdiden yankılanmaya başladı bile.
Mirzoyan, bir televizyon kanalına verdiği röportajda, "Türkiye-Ermenistan sınırının açılacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı. Bu cümle, onlarca yıldır kapalı durumda olan bir sınır için belki de son dönemin en net ve en umut vadeden mesajı olarak kayıtlara geçti.
Normalleşme Sürecinde Somut Adımlar
Peki ama bu nasıl olacak? Bakan Mirzoyan'ın açıklamalarına göre, iki komşu ülke arasındaki diplomatik temaslar hiç olmadığı kadar olumlu bir seyir izliyor. Taraflar, ilişkileri normalleştirme yolunda üç önemli prensip üzerinde mutabakata varmış durumda: Karşılıklı egemenliğe ve toprak bütünlüğüne saygı, sınırların dokunulmazlığı ve elbette birbirinin iç işlerine karışmama.
Bu prensipler etrafında şekillenen diyalog, nihayetinde pratiğe de yansıyacak gibi görünüyor. Yani, haritalar üzerinde çizili olan o sınır çizgisi, artık gerçek hayatta da insanların, ticaretin ve kültürün aktığı bir köprü haline gelebilir.
"Uygulamaya Koymak İstiyoruz"
Mirzoyan'ın altını çizdiği bir diğer önemli nokta ise bu mutabakatın kağıt üzerinde kalmayacağı. Ermenistan tarafı, varılan anlaşmanın bir an önce hayata geçirilmesi için istekli. Bu da demek oluyor ki, sınır kapılarının açılması süreci beklenenden çok daha hızlı ilerleyebilir.
Tabii bu, her iki ülke için de tarihi bir dönüm noktası. Yıllardır süregelen gerginlik ve kapalılık dönemi, yerini yeni bir iş birliği ve karşılıklı anlayış çağına bırakabilir. Bu değişim, sadece siyasi ve ekonomik anlamda değil, toplumsal düzeyde de derin bir etki yaratacak.
Sonuç olarak, Ermenistan'dan gelen bu iyimser mesaj, bölge barışı ve istikrarı açısından oldukça değerli. İki ülke arasındaki sınırın açılması, sadece bir kapının aralanması değil, aynı zamanda yepyeni bir sayfanın da açılması anlamına geliyor. Gelişmeleri hep birlikte izleyeceğiz.