Demir yolu diplomasisi derken tam da böyle anlar için söylenmiş bir tabir olsa gerek. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, bugünlerde gerçekten yoğun bir tempo içinde - öyle ki, ofisinden çıkan haberler birbiriyle yarışıyor adeta.
Bu kez masasında Pakistan var. Evet, yanlış duymadınız. Shahid Ashraf Tarar, Pakistan'ın Demiryolları Bakanı, aramızda kalsın, demir yolu denince akla gelen isimlerden biri. İki bakan, telefon tellerinde adeta kıvılcımlar uçuşturdu diyebilirim.
İki Dost Ülkenin Demir Yolu Köprüsü
Görüşme öyle sıradan bir 'merhabalaşma' değildi, kesinlikle. İki ülke arasındaki mevcut demir yolu iş birliğini masaya yatırdılar - hem de en ince ayrıntısına kadar. Bana kalırsa, bu tür görüşmeler diplomasinin görünmeyen kahramanları aslında.
Uraloğlu'nun samimi ifadeleri dikkat çekiciydi doğrusu. Türkiye ile Pakistan arasındaki kardeşlik bağlarının altını çizerken, 'demir yolu alanındaki iş birliğimizi daha da güçlendireceğiz' demesi boşuna değil. Sanki rayların üzerinde yeni bir dostluk köprüsü inşa ediyorlar gibi.
Gelecek Vaat Eden Projeler
Peki neler konuştular? Aslında konuşmadıkları şey yok gibi. Yük taşımacılığından yolcu trenlerine, teknik iş birliklerinden mühendislik deneyimlerinin paylaşımına kadar uzanan geniş bir yelpaze.
- Mevcut demir yolu bağlantılarının iyileştirilmesi
- Yeni hatların değerlendirilmesi
- Teknoloji transferi imkanları
- Personel eğitimi programları
Bakan Uraloğlu'nun şu sözleri ise tam anlamıyla geleceğe dair ipuçları veriyor: "Türkiye olarak demir yolu alanındaki tecrübemizi dost ve kardeş ülke Pakistan ile paylaşmaya hazırız." Bu cümlelerin altında yatan güven ve iş birliği ruhu, sanırım her şeyi anlatıyor.
Karasından Denizine Lojistik İş Birliği
Görüşmede ilginç bir detay daha vardı - deniz yolu taşımacılığı. Evet, demir yolu görüşmesinde denizden bahsetmek size de ilginç gelmiyor mu? Ama işte gerçek diplomasi böyle bir şey.
İki bakan, Türkiye ve Pakistan arasındaki deniz yolu taşımacılığının da artırılması gerektiğini düşünüyor. Karadan raylarla, denizden gemilerle - iki ülke arasında adeta bir lojistik ağı örülüyor.
Tarar'ın takdiri ise gerçekten içten görünüyordu. Türkiye'nin demir yolu alanındaki başarılarından övgüyle bahsetmesi, bu iş birliğinin ne denli önemli olduğunu gösteriyor. Pakistan'ın bu alandaki deneyimlerinden de faydalanmak istemesi ise işin diğer boyutu.
İki Ülkenin Ortak Vizyonu
Bu görüşme bana şunu düşündürdü: İki dost ülke, sadece bugünü değil yarını da düşünüyor. Demir yolu projeleri öyle bir iki günlük iş değil sonuçta. Yıllar alıyor, emek istiyor, sabır gerektiriyor.
- Altyapı yatırımlarının artırılması
- Teknolojik iş birliği fırsatları
- İnsan kaynağının geliştirilmesi
- Bölgesel bağlantıların güçlendirilmesi
Görünen o ki, Türkiye ve Pakistan arasındaki bu demir yolu diplomasisi sadece iki ülkeyi değil, tüm bölgeyi etkileyecek potansiyele sahip. Belki de gelecekte, bu raylar üzerinde yeni ticaret yolları doğacak.
Son sözüm şu: Demir yolu deyip geçmeyin. Bu raylar, sadece trenleri değil ülkeler arasındaki dostluk köprülerini de taşıyor. Uraloğlu ve Tarar'ın bu girişimi, sanırım bunun en güzel örneği olacak.
