Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Viyana Ofisi Nezdindeki Daimi Temsilciliği, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın küresel sorunlara yönelik çözümlerini tartışmak üzere önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptı.
Üst Düzey Katılımlı İşbirliği Zirvesi
Etkinlik, Türkiye'nin BM Viyana Ofisi Daimi Temsilciliği ile İslam İşbirliği Teşkilatı'nın ortaklığında düzenlendi. Teknik Yardım ve İşbirliği Komitesi (TACC) toplantısı kapsamında gerçekleşen programda, UAEA'nın insanlığın en önemli sorunlarına yönelik projeleri masaya yatırıldı.
Toplantıya Türkiye'nin BM Viyana Ofisi Daimi Temsilcisi Büyükelçi Levent Eler, İİT Bilim ve Teknoloji'den Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Aftab Ahmad Khokher ve UAEA Genel Müdür Yardımcıları Najat Mokhtar ile Hua Liu katıldı. Etkinlikte ayrıca çok sayıda ülke temsilcisi de hazır bulundu.
Kanser ve Gıda Güvenliği İçin İnovatif Çözümler
Etkinlikte öne çıkan konuların başında, UAEA'nın "Umut Işıkları" (Rays of Hope) ve "Atoms4Food" girişimleri geldi. Bu projeler, sırasıyla kanserle mücadele ve gıda güvenliği alanlarında nükleer teknolojinin barışçıl kullanımını hedefliyor.
Büyükelçi Eler yaptığı konuşmada, Türkiye'nin İİT Dışişleri Bakanları Konseyi Dönem Başkanı olarak önceliklerinden birinin, teşkilatın diğer uluslararası kuruluşlarla işbirliğini güçlendirmek olduğunu vurguladı. Eler, İİT ile UAEA arasındaki kurumsal işbirliğinin kuvvetlendirilmesi için atılabilecek adımların ele alınmasının önemine dikkat çekti.
Bölgesel ve Küresel İşbirliği Fırsatları
Büyükelçi Eler, mevcut girişimlerin ötesinde daha geniş bir işbirliği perspektifi çizdi. Eylül ayında yapılan UAEA Genel Konferansı'nda kabul edilen "Filistin Devleti için Teknik İşbirliği Programının Gazze Şeridi'ne Genişletilmesi" kararını hatırlatan Eler, gelecekte Suriye'ye teknik destek sağlanması ve Sudan'daki insani kriz kapsamında da iki kuruluşun ortak çalışabileceğini ifade etti.
Eler, "Rays of Hope" ve "Atoms4Food" girişimlerinde İİT'nin UAEA ile ortak birçok faaliyet yürütebileceğini belirterek, bu işbirliğinin somut adımlarla desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi. Bu açıklamalar, uluslararası kuruluşlar arasında artan işbirliği eğiliminin önemli bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.