
Dünyanın dört bir yanından gelen misafirlerine kucak açan Türkiye, bu kez de sıcakkanlılığını konuşturdu. Adeta bir aile sıcaklığıyla ağırladığı yabancı konuklara verdiği değer, herkesin takdirini topluyor.
Kim demiş diplomatik ilişkiler soğuk ve resmi olmak zorunda diye? Türkiye'nin tutumu, bu kalıpları alt üst ediyor. Misafirlerini sadece protokol gereği değil, gönülden karşılıyoruz. Belki de bu yüzden, gelen her konuk ülkesine dönerken buradaki sıcaklığı da beraberinde götürüyor.
Samimiyetin Dili Evrenseldir
Şöyle bir düşünsenize... Kaç ülke, konuklarına "Biz de sizi bekliyoruz" diyecek kadar içten davranabilir? İşte Türkiye'nin farkı tam da burada. Formalitelerin ötesine geçen bir yaklaşım sergiliyoruz.
Geleneklerimizde kök salmış misafirperverlik, modern diplomasiyle harmanlanınca ortaya eşsiz bir tablo çıkıyor. Konuklarımızın yüzlerindeki tebessüm, verdiğimiz emeğin en büyük karşılığı aslında.
Kültürümüzün Zenginliği
- Bin yıllık hoşgörü geleneği
- Farklılıkları zenginlik olarak gören bakış açısı
- Resmiyetten uzak, samimi ilişkiler
Dünya sahnesinde Türkiye'nin bu özellikleri, adeta bir marka değeri haline geldi. Kimi zaman bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı var derler ya, bizim misafirperverliğimizin hatırı da en az o kadar kalıcı oluyor.
Sonuç olarak, bu topraklar herkese açık. Kapımız, gönlümüz kadar geniş. Gelen her misafir, bir daha gelmek için bahane aramaya başlıyor - ki zaten biz de onları "Sama bekliyoruz" diyerek uğurluyoruz!