ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 1 Aralık 2025 tarihinde telefonla bir görüşme gerçekleştirdi. İsrail Başbakanlık Ofisi'nden yapılan açıklamaya göre, iki lider arasındaki bu önemli görüşmede başlıca iki konu masaya yatırıldı: Hamas'ın silahsızlandırılması ve bölgedeki barış anlaşmalarının genişletilmesi.
Beyaz Saray Daveti ve Görüşmenin Detayları
Görüşme sırasında Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu resmi bir ziyaret için Beyaz Saray'a davet etti. Bu davet, iki müttefik ülke arasındaki yakın işbirliğinin devam ettiğinin bir göstergesi olarak yorumlandı. Taraflar, bölgesel istikrarı sağlamaya yönelik adımları ve mevcut barış süreçlerini nasıl ilerletebileceklerini ele aldılar.
İsrailli Bakandan Çarpıcı İddia: Trump Devreye Girebilir
Görüşmenin hemen ardından, İsrail Çevre Koruma Bakanı Idit Silman'ın kamuoyuna yansıyan açıklamaları dikkat çekti. Silman, İsrail'in İ24 kanalında katıldığı bir programda, yolsuzluk davaları nedeniyle yargılanan Başbakan Netanyahu ile ilgili tartışmalı bir iddiada bulundu.
Bakan Silman, Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'un Netanyahu'yu affetmesi gerektiğini savunarak, bunun "İsrail halkının iyiliği ve birliği için gerekli olduğunu" öne sürdü. Daha da çarpıcı olanı ise Silman'ın şu iddiasıydı: Eğer Cumhurbaşkanı Herzog af çıkarmazsa, ABD Başkanı Donald Trump devreye girerek İsrail adalet sistemindeki üst düzey yetkililere yaptırımlar getirebilir.
Bu iddia, Trump'ın geçen ay Cumhurbaşkanı Herzog'a, Netanyahu'yu affetmesi yönünde bir mektup göndermiş olması ve Netanyahu'nun da dün resmi af talebinde bulunması nedeniyle ayrı bir anlam kazandı. Silman'ın açıklamaları, İsrail'in iç işlerine dışarıdan bir müdahale olasılığını gündeme getirerek siyasi tartışmalara yol açtı.
Sonuç ve Olası Gelişmeler
Trump-Netanyahu telefon görüşmesi, iki ülkenin bölgesel güvenlik konularında koordinasyonunu sürdürdüğünü gösterdi. Ancak, bir İsrail bakanının ağzından dökülen ve ABD'nin İsrail'in yargı sürecine olası müdahalesini ima eden sözler, ilişkilerin farklı bir boyutuna işaret ediyor. Önümüzdeki günlerde, hem Hamas'ın silahsızlandırılması süreci hem de Netanyahu'nun yargılanma süreci ve af talebi, uluslararası diplomasinin yakından takip edeceği başlıklar olacak gibi görünüyor.