Dünya siyaset sahnesinde fırtınalar koparan isimlerden biri olan Donald Trump, bu kez Çin kartını masaya sürdü. Eski ABD Başkanı, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in kendisine yönelik davetini değerlendirdiğini açıkladı.
"Beni Çin'e davet etti ve muhtemelen bunu yapacağız" diyen Trump'ın bu sözleri, uluslararası diplomasi çevrelerinde şimdiden yankı buldu. Kimilerine göre bu, iki ülke arasındaki gerilimli ilişkilere yeni bir soluk getirebilir.
Tarihi bir adım mı?
Trump'ın başkanlık döneminde Çin'le yaşanan ticaret savaşlarını hatırlayanlar için bu açıklama oldukça şaşırtıcıydı. Zira iki ülke arasında adeta bir 'soğuk savaş' havası esiyordu. Peki ne değişti?
Uzmanlar, Trump'ın bu hamlesini 2024 seçimleri öncesinde dış politika karnesini güçlendirme çabası olarak yorumluyor. Tabii bir de şu var: Çin'in küresel etkisi her geçen gün artıyor. Belki de masaya oturmak her iki taraf için de kaçınılmaz hale geldi.
Detaylar belirsiz
Ziyaretin ne zaman gerçekleşeceği, hangi konuların masaya yatırılacağı gibi detaylar henüz netlik kazanmış değil. Ancak Trump'ın "muhtemelen" vurgusu, planların somutlaştığını gösteriyor.
Şi Cinping'in bu davetiyle ne amaçladığı ise bir başka merak konusu. Bazı analistler bunu Çin'in yumuşak güç stratejisinin bir parçası olarak görürken, diğerleri Trump'ın popülaritesinden faydalanma çabası olarak değerlendiriyor.
Bir kesim ise işin içinde daha derin hesaplar olduğunu düşünüyor. Özellikle Tayvan konusundaki gerilimler göz önüne alındığında, bu ziyaretin bölgesel dengeleri nasıl etkileyeceği merakla bekleniyor.
