Amerikan Axios haber portalının elde ettiği bilgilere göre, ABD Başkanı Donald Trump'ın Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ile doğrudan görüşme gerçekleştirmeyi planladığı öğrenildi. 25 Kasım 2025 tarihinde yayınlanan haberde, Trump'ın bu kararını danışmanlarına ilettiği belirtildi.
Askeri Operasyon Yerine Diplomasi
Haberde yer alan ismi açıklanmayan kaynaklar, Trump'ın bu hamlesinin yakın zamanda Venezuela'ya yönelik füze saldırıları veya doğrudan askeri müdahale planlanmadığının bir göstergesi olabileceğini ifade etti. Konu hakkında bilgisi olan bir ABD'li yetkili, "Şu anda kimse gidip onu vurmayı veya kaçırmayı planlamıyor" açıklamasını yaparak Maduro'ya yönelik doğrudan bir saldırı planı bulunmadığını teyit etti.
Yetkili aynı zamanda uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceğini vurgulayarak, teknelere yönelik operasyonların devam edeceğini bildirdi.
Görüşme Tarihi Henüz Belirsiz
Başka bir ABD yetkilisinin verdiği bilgiye göre, Trump ve Maduro arasında gerçekleşmesi planlanan görüşme için henüz somut bir tarih belirlenmiş değil. Görüşmenin "planlama aşamasında" olduğu ve ilerleyen günlerde detayların netleşeceği ifade edildi.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, 17 Kasım'da yaptığı açıklamada Venezuela merkezli suç örgütü Cartel de los Soles'i hedef almıştı. Rubio, "Cartel de los Soles, Tren de Aragua ve Sinaloa Karteli gibi diğer örgütlerle birlikte, yarım küremizdeki şiddet olaylarının yanı sıra ABD ve Avrupa'ya uyuşturucu kaçakçılığından da sorumludur" ifadelerini kullanmıştı.
ABD'nin Venezuela Politikasında Değişim İşaretleri
Marco Rubio, Maduro ve üst düzey yetkilileri Cartel de los Soles'i yönetmekle suçlayarak, bu isimlerin "Venezuela'nın meşru hükümetini temsil etmediklerini" belirtmişti. ABD'nin daha önce Venezuela merkezli suç örgütü Cartel de los Soles'i Yabancı Terörist Örgütler (FTO) listesine eklemiş olması, bölgedeki uyuşturucu trafiğiyle mücadelenin Washington için öncelik taşıdığını gösteriyor.
Trump yönetiminin Maduro ile doğrudan görüşme planlaması, Venezuela politikasında yeni bir diplomasi dönemine işaret ediyor. Bu hamle, askeri seçenekler yerine diplomatik kanalların önceliklendirildiği bir strateji değişikliği olarak yorumlanıyor.