
Dünya siyasetinin en renkli ve öngörülemez isimlerinden Donald Trump, yine gündemi sallayan bir açıklamayla ortaya çıktı. Bu seferki hedefinde, eski müttefiki İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu vardı. Olayın merkezindeyse, Katar'ın Gazze'ye yönelik fonları ve Netanyahu'nun bu konudaki şaşırtıcı tavrı yer alıyor.
Trump, yakın tarihli bir röportajda, Netanyahu'nun Katar hükümetinin Gazze'ye finansal destek sağlamasına izin verdiği yönündeki iddialara sessiz kalmasından duyduğu rahatsızlığı hiç sakınmadan dile getirdi. "Bu durum beni gerçekten şaşırttı" diyen Trump, "Çünkü Katar, bildiğiniz gibi, çok zengin bir ülke ve Hamas'ı desteklediği biliniyor. Netanyahu'nun buna izin vermesi büyük bir hayal kırıklığıydı" ifadelerini kullandı.
İlişkilerdeki Gerilim Artıyor
Aslında bu, iki lider arasında patlak veren ilk anlaşmazlık değil. Trump'ın Beyaz Saray'daki döneminde sıkı bir iş birliği içinde olan ikilinin arası, son dönemdeki bazı politika farklılıkları nedeniyle giderek geriliyor. Fakat Katar meselesi, adeta bardağı taşıran son damla oldu.
Trump'ın eleştirileri oldukça net: Netanyahu, Katar'dan gelen fonların Hamas'a ulaşmasına göz yumdu. Peki, neden? Trump'a göre bunun arkasında, Netanyahu'nun siyasi geleceğini garanti altına alma kaygısı yatıyor olabilir. Bu, oldukça iddialı bir suçlama.
Katar'ın Rolü ve Eleştiriler
Katar, uzun süredir Gazze'ye mali yardım sağlayan önemli bir aktör. Fakat Trump ve birçok Batılı analist, bu fonların bir kısmının Hamas'ın eline geçtiğini ve terör eylemlerini finanse etmek için kullanıldığını iddia ediyor. İşte Trump'ın isyanı da tam bu noktada başlıyor.
Netanyahu hükümetinin, bu duruma yeşil ışık yakmış olması, İsrail'in güvenlik endişeleriyle nasıl başa çıktığına dair ciddi soru işaretleri doğuruyor. Trump'ın dediği gibi, "Bu, İsrail için iyi bir durum değil."
Sessizlik ve Sonuçları
Peki Netanyahu bu iddialara nasıl yanıt verdi? Şimdilik, klasik siyasetçi tavrıyla: Sessizlik. İsrail Başbakanı'nın ofisinden konuya dair resmi bir açıklama gelmiş değil. Bu sessizlik, Trump'ın eleştirilerini daha da güçlendiriyor gibi görünüyor.
Ortadoğu diplomasisi, zaten bir mayın tarlasıyken, iki önemli isim arasındaki bu gerginlik, bölgedeki kırılgan dengeyi daha da hassas hale getirebilir. Trump'ın sözleri, sadece kişisel bir hayal kırıklığının değil, aynı zamanda daha geniş bir stratejik ayrılığın da dışavurumu.
Sonuç olarak, Washington'dan Tel Aviv'e uzanan bu diplomatik kriz, uluslararası ilişkileri yakından takip edenler için şaşırtıcı olmasa da, tarafların bir sonraki hamlesi merakla bekleniyor. Netanyahu cevap verecek mi? Yoksa bu sessizlik sürecek mi? Cevaplar, önümüzdeki günlerde belli olacak.