
Donald Trump yine bildiğimiz Trump—tahmin edilemez, sarsıcı ve dobra. Bu seferki hedefiyse, uzun süredir hakkında övgü dolu sözler sarf ettiği Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin.
Eski Başkan, adeta bir diplomatik deprem yaratan açıklamasında, "Sabrım tükeniyor" ifadesini kullandı. Bu, onun Putin'le olan 'dostane' sayılabilecek ilişkisinde beklenmedik bir sert dönüşüm işareti. Peki ne oldu da Trump'ın sabrı taştı? İşler gerçekten yolunda gitmiyor olmalı.
Bir Zamanların 'İyi Anlaşan' Liderleri Arasındaki Görünmez Gerilim
Trump'ın bu çıkışı, uluslararası ilişkiler gözlemcilerini ikiye böldü. Kimi bunun gerçek bir politik tavır değişikliği olduğunu düşünürken, kimi de Trump'ın iç politikadaki destekçilerine yönelik stratejik bir hamle olduğunu iddia ediyor. Sonuçta, Washington'daki hava hiç de sakin değil.
Şöyle bir düşünün: Daha dün kadar yakın bir zamanda birbirlerine olumlu mesajlar gönderen iki isim, şimdi görünmez bir satranç tahtasında birbirlerine rest çekiyor. Trump'ın ses tonundaki o keskin vurgu, sadece bir cümleden çok daha fazlasını anlatıyor aslında.
Peki Ya Kremlin'in Cevabı?
Moskova tarafından şu ana kadar resmi ve yüksek volümlü bir yanıt gelmiş değil. Ancak diplomasi koridorlarında fısıltılar dolaşıyor—Putin'in ekibinin bu açıklamayı kayda değer bulduğu, ancak doğrudan bir karşılık vermekten kaçındığı söyleniyor. Bekle-gör politikası mı? Muhtemelen.
Rus medyası ise olayı neredeyse görmezden gelir bir tavır sergiliyor. Belki de bu, onların tipik bir stratejisi: Önemsizmiş gibi yapmak, ama her ihtimale karşı hazırlanmak.
Trump'ın bu sözleri, sadece iki lider arasında değil, tüm dünya genelinde bir dalga etkisi yarattı. Özellikle de Ukrayna savaşının gölgesinde... Avrupa başkentlerinde de endişeli bakışlar var. Acaba bu, ABD-Rusya ilişkilerinde yeni ve çok daha sert bir sayfanın açılması anlamına mı geliyor?
Ya da belki de Trump'ın klasik bir manevrasıdır—gündemi değiştirmek, dikkatleri başka yöne çekmek... Kim bilir? Siyaset, özellikle de küresel çapta, her zaman tek bir sebeple açıklanamayacak kadar karmaşıktır çünkü.
Bir kesinlik var ki, önümüzdeki günlerde bu konu çok daha fazla konuşulacak. Trump'ın ne zaman, nerede, nasıl konuşacağı asla belli olmaz. Ve Putin de öyle... İkisi de beklenmedik hamleleriyle ünlü. Yani, bu hikâyenin sonu henüz yazılmadı.