Ukrayna ile Rusya arasında durma noktasına gelen esir takası görüşmelerinde önemli bir gelişme yaşandı. Ukrayna tarafı, iki ülke arasındaki esir değişim sürecinin yeniden başlatılması için Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde aktif diplomatik temaslara başladı.
Diplomatik Girişimler Hız Kazandı
Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Sekreteri Rüstem Umerov, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada önemli bilgiler paylaştı. Umerov, Ukrayna Devlet Başkanı adına Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki müttefiklerle esir değişim sürecinin yeniden başlatılması için arabuluculuk görüşmeleri yürüttüklerini duyurdu.
Yapılan görüşmelerde taraflar arasında önemli bir mutabakata varıldı. Umerov, İstanbul Anlaşması'nın tekrar aktif hale getirilmesi konusunda anlaşmaya varıldığını belirtti. Bu kapsamda toplam 1200 Ukraynalı savaş esirinin serbest bırakılmasının planlandığı ifade edildi.
Teknik Çalışmalar Başlıyor
Önümüzdeki günlerde taraflar arasında teknik istişarelerin yapılması bekleniyor. Tüm prosedür ve organizasyon detaylarının belirlenmesi gerekiyor. Ukrayna tarafı, esir değişim sürecinin hızlandırılması için yoğun çaba sarf ediyor.
Umerov yaptığı açıklamada, "Esaretten dönecek Ukraynalıların, Yeni Yıl ve Noel tatillerini evlerinde, aile sofralarında ve akrabalarının yanında kutlayabilmeleri için aralıksız çalışıyoruz" ifadelerini kullandı. Bu açıklama, Ukrayna hükümetinin esirlerin mümkün olan en kısa sürede ailelerine kavuşması için çalıştığını gösteriyor.
İstanbul Anlaşması Yeniden Hayat Buluyor
Görüşmelerde varılan mutabakatla birlikte İstanbul Anlaşması'nın tekrar aktif hale getirilmesi planlanıyor. Bu anlaşma, daha önce de taraflar arasında esir değişim sürecinde önemli bir rol oynamıştı.
Ukrayna yetkilileri, Türkiye ve BAE'nin arabuluculuk çabalarının sürecin hızlanmasında kritik rol oynadığını vurguluyor. Uluslararası toplumun bu diplomatik girişimleri desteklediği belirtiliyor.
Esir değişim sürecinin önümüzdeki haftalarda tamamlanması ve 1200 Ukraynalı savaş esirinin serbest bırakılması bekleniyor. Bu gelişme, iki ülke arasındaki insani diplomasi alanında önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.