
Washington'daki hava bugünlerde elektrik yüklü. Beyaz Saray'ın önümüzdeki günlerde ev sahipliği yapacağı Ukrayna zirvesi öncesinde tarafların pozisyonları giderek sertleşiyor. Öyle ki, bu diplomatik satrançta atılan her hamle uluslararası arenada yankı buluyor.
Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın masaya koyduğu şartlar, adeta bir bomba etkisi yarattı. "Bizim koşullarımız olmadan masaya oturmayız" diyen Trump'ın bu çıkışı, bazı çevrelerde "diplomaside kabadayılık" olarak yorumlanırken, kendi taraftarları ise bu tutumu "Amerikan çıkarlarının net savunusu" olarak görüyor.
Zelenskiy'nin Dik Duruşu
Ukrayna tarafında ise Volodymyr Zelenskiy'nin tavrı oldukça net: "Geri adım yok!" Kiev yönetiminin bu kararlılığı, Avrupa'nın doğusundaki bu krizde Batılı müttefiklerin desteğini arkasına almasından kaynaklanıyor olabilir. Ancak işin iç yüzüne baktığımızda, Zelenskiy'nin iç politikada da zor bir dönemden geçtiğini unutmamak gerekiyor.
Diplomatik kaynaklar, zirve öncesinde tarafların pozisyonlarını yumuşatmak için yoğun çaba sarf ettiğini belirtiyor. Fakat şimdilik her iki taraf da "ilk adımı karşı taraftan bekliyor" havasında. Bu bekleyişin ne kadar süreceği ise meçhul.
Uluslararası Toplumun Bekleyişi
Brüksel'den Pekin'e, dünya liderleri bu zirvenin sonuçlarını merakla bekliyor. Özellikle Avrupa Birliği yetkilileri, Washington'dan gelecek sinyalleri yakından takip ediyor. Çünkü biliyorlar ki, Atlantik'in öte yakasında alınacak her karar, kendi güvenlik politikalarını doğrudan etkileyecek.
Moskova ise şimdilik sessizliğini koruyor. Ancak Kremlin'in bu sessizliğinin ardında ne tür hesaplar yattığı, diplomasi çevrelerinde en çok konuşulan konulardan biri. Rus uzmanlar, "Putin'in bu zirveyi nasıl okuduğu" üzerine kafa yorarken, Batılı analistler ise Moskova'nın hamlelerini tahmin etmeye çalışıyor.
Önümüzdeki günlerde Beyaz Saray'ın önünde daha fazla kameranın dizileceği kesin. Çünkü bu zirve sadece Ukrayna krizinin değil, küresel güç dengelerinin de yeniden şekillenmesinde kritik bir dönüm noktası olabilir. Peki, taraflar son anda uzlaşma yolunu bulabilecek mi? Yoksa gerilim daha da mı tırmanacak? Cevabı zaman gösterecek...