Ankara'nın diplomatik arenadaki yorulmak bilmez temsilcisi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bugünlerde hiç kolay olmayan bir misyonu daha üstlendi. Ukrayna konusundaki Gönüllüler Koalisyonu'nun Liderler Zirvesi'nde Türkiye'yi temsil etti - ki bu, uluslararası arenada ses getiren önemli bir katılımdı.
Aslında bakarsanız, bu tür zirveler genellikle protokol gereği katılımla geçiştirilir. Ama Yılmaz'ın yaklaşımı farklıydı, samimiydi. Ukrayna'ya yönelik desteğin sadece sözde kalmaması gerektiğini vurguladı adeta. "Bölgedeki barış ve istikrarın tesisi için elimizden geleni yapıyoruz" derken, gözlerindeki kararlılık her şeyi anlatıyordu sanki.
Zirvede Neler Konuşuldu?
Toplantı masasında ağırlıklı olarak insani yardım konuları vardı - evet, tam da tahmin ettiğiniz gibi. Ama bir farkla: Yılmaz, Türkiye'nin bölgede oynadığı denge politikasının altını çizerken, bir yandan da insani diplomasinin ne kadar hayati olduğunu anlattı.
- Ukrayna'ya yönelik insani yardımların koordinasyonu
- Bölgesel istikrarın nasıl sağlanacağı
- Gönüllü kuruluşların desteğinin artırılması
- Ve tabii ki - beklenmedik bir şekilde - ekonomik işbirliği fırsatları
Şunu itiraf etmeliyim ki, Yılmaz'ın "Biz barışın taraftarıyız" vurgusu, özellikle son dönemdeki gerilimler düşünüldüğünde oldukça anlamlıydı. Sanki herkesin aklından geçeni söylüyordu: "Bu savaş bir an önce bitsin."
Türkiye'nin Denge Politikası
Gerçekten de Türkiye'nin Ukrayna krizindeki pozisyonu ilginç bir denge üzerine kurulu. Bir yandan NATO üyesi, diğer yandan Rusya ile ilişkilerini tamamen koparmak istemiyor. Yılmaz'ın zirvedeki konuşması da bu dengenin incelikli bir yansımasıydı aslında.
Kimileri bu politikayı 'riskli' bulsa da, bence tam tersine oldukça realist bir yaklaşım. Çünkü - dürüst olalım - bölgede köprü olabilmek her babayiğidin harcı değil.
Zirveden çıkan sonuç? Türkiye, Ukrayna'daki gönüllü faaliyetlere desteğini sürdüreceğinin garantisini verdi. Üstelik bunu sadece lafla değil, somut adımlarla göstereceğini de vurguladı Yılmaz. Sanırım önümüzdeki günlerde insani yardım konvoylarını daha sık göreceğiz.
Peki ya sizce bu diplomasi trafiği işe yarayacak mı? Bilemiyorum, ama en azından denemeye değer diye düşünüyorum. Çünkü bazen en zor görünen meseleler bile, tam da böyle küçük adımlarla çözüme kavuşabiliyor.